Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Sezer Küçükkurt

26 AĞUSTOS BÜYÜK GÜN

Kütahya’da 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 97. yılı etkinliklerine, geçen yıl ünlü tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı konuk olmuştu. Ortaylı’nın “Büyük Taarruz ve Dumlupınar” konulu konferansında her zamanki gibi önemli konulara temas etmişti.
Bugün 26 Ağustos… Büyük Taarruz’un ve Afyonkarahisarımızın kurtuluşunun 98’inci yıldönümü. Bize Ortaylı’nın “26 Ağustos”La ilgili değerlendirmelerini hatırlatan Murat kardeşimize teşekkür ediyor, Zafer Haftamız münasebetiyle İlber Ortaylı’nın geçen sene Kütahya’da dikkat çektiği konuları bu vesile ile sizlere hatırlatmak istiyoruz bugün:
30 Ağustos Zaferi ile birinci dünya savaşının fiilen bittiğini; 1923 Lozan Anlaşması ile savaşın hukuken sona erdiğini anlatan Prof. Dr. İlber Ortaylı, “İmparatorluğumuzun şark Rumeli’deki vatanı kaybetmesiyle başlayan uzun ve makus talihimiz ancak ve ancak 30 Ağustos’ta milleti ve haysiyeti dünyaya, kendilerine göre düzenlemeye kalkan düzensiz büyük devletlerin bir kere daha hizaya gelmesiyle sona ermiştir. Türk milletinin gücünü, dayanmasını örgütleyen Türkiye komutanlarıdır. Türk Ordusu tarihte tartışılmayacak biçimde zaman ve zeminlere uyum sağlayarak her zaman için en iyi komuta sınıfını meydana getirdiğini bir kere daha göstermiştir” dedi.
“26 AĞUSTOS TESADÜF DEĞİL”
26 Ağustos’ta başlayan Büyük Taarruz tarihinin Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından bilinçli bir şekilde seçildiğini açıklayan Ortaylı, “26 Ağustos günü için size yazılı olmayan bir belge vereyim. Türk büyükelçisi Müfit Özdeş, 26 Ağustos tarihinin Mustafa Kemal Paşa tarafından kasten seçildiğini söylemiştir. Çünkü 26 Ağustos 1071’in (Malazgirt Zaferi) ve Ağustos 1526’nın (Mohaç Zaferi) tekrarlanmasını istiyor. Birisinde Sultan Alparslan Anadolu kapılarını açtı; ikincisinde Kanuni Süleyman Hazretleri Mohaç Ovası’nda, çok iyi savaşçıları ve kudretli Macar ordularını yeksan etti bir günde. İşte bu, şimdi de vatanın son parçasına saldıran düşmanını durduruyor ve atıyor. Bu çok önemli bir olay. Onun için bu tarih böyle tespit edilmiştir” ifadelerini kullandı.
“AĞUSTOS AYI TÜRKLER İÇİN BAYRAMDIR”
Ağustos ayının Türkler için önemine dikkat çeken Ortaylı, “Ağustos ayı kesinlikle bayramdır. Bunu size ifade ediyorum; çünkü bu tarih bir tesadüf değildir. Türkler belirli mevsimlerde, klasik dönemlerde savaşa hazırlanırlar. Avrupa seferlerine nisanda çıkarlar, genellikle sefer ağustos ve eylülde sona erer. 16 ve 17. asırda böyleydi. 20. asırda da aşağı yukarı bunun tekrarı oluyor. Ağustos bizim için önemli bir aydır. Herkes için kutlu olsun” dedi.
“BÜTÜN YÜKÜ BU TOPRAKLAR ÇEKTİ”
1. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’nda Ege’de çok büyük zorluklar yaşandığından söz eden Ortaylı, “Memleketin bir kısmı Sarıkamış’tan sonra Rus işgaline düşmüştür. Orada asker toplanamadı. Bütün yükü, Kastamonu vilayetinden başlayarak, Orta Anadolu, Çukurova ve bilhassa Ege Bölgesi ve Trakya’ya kadar olan kesim çekti. Ondan sonra da mütarekede çok büyük sıkıntılar çekildi. Yunan işgali hakikaten hoş değildi. Belki İngiltere kendi ordusuyla savaşa girseydi bu kadar tepki çekmezdi. Bunlar ananesi olmayan, disiplinsiz Balkan milliyetçileriydi. Onun için Ege Bölgesi’nde çok çok büyük zorluklar yaşandı. Bu savaşın bittiği son ana kadar çok açıktır. Onun için bu bayram burada özel bir öneme sahiptir” diye konuştu.

 

O TARİHİ EMİR KOCATEPE’DEN VERİLMEDİ

 

Dün bir siyasi parti il başkanımızın Zafer Yürüyüşü’ne davet amaçlı video paylaşımını gösteren hemşehrimiz dikkatimizi çekti. “Yanlış” dedi.
Evet. Davet amaçlı video kaydında kullanılan tarihi bilgiler yanlıştı. Maksat bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek. O nedenle isimleri boşverelim, tarihi hatayı düzeltelim:
Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarihe geçen “Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir… İleri!” emrini 26 Ağustos 1922’de Kocatepe sırtlarından vermemiştir. Bu tarihi emir, Sakarya Meydan Muharebesi sonrası TBMM tarafından “Gazi” ve “Müşir (mareşal) ünvanları verilen Mustafa Kemal Paşa tarafından Büyük Taarruz’un ardından, Yunan kuvvetlerinin Dumlupınar civarında “kurt kapanı”na kıstırılıp imhasının ardından, Zafertepe’den, 30 Ağustos 1922 günü verilmiştir.
***
Kocatepe sırtlarından başlayan Büyük Türk Taarruzu, Büyük Zafer’e ulaşmış, Yunan palikaryası İzmir’de denize dökülene kadar Türk Ordusu’nun inanılmaz takibi başlamıştır. Türk tarihinde Yunan kıyıları ile Türk kıyıları arasında kalan denizini ismi “ege” diye geçmez. “Ege Denizi” ibaresi Batı dünyasının kullandığı dile aittir. Bu deniz Türk’e ve Türk tarihine göre “Akdeniz’dir”. Tarihi Osmanlı coğrafya bilgilerine baktığımızda, Anadolu’yu kuşatan deniz; İstanbul Boğazı’na kadar Akdeniz, İstanbul Boğazı’ndan çıkınca da bütün o bölgenin Karadeniz olarak adlandırılmış olduğunu görürüz. Bugün “Ege” dediğimiz denize Osmanlı “Adalar Denizi” de demiştir. Gazi ve Mareşal Mustafa Kemal Paşa, Türk Ordusu’na genel taarruz emrini, çok iyi eğitim aldığı askerî okullarda öğrendiği gibi ‘Akdeniz’ kavramını kullanarak vermiş, ancak bunu söylerken bugünkü ‘Akdeniz’ diye bildiğimiz sahilleri kastetmemiştir.
***
Ege, Mitoloji’de bir Yunan Kralı’nın adıdır. Aigeus, Aegeus ya da Egee olarak bilinen bu kral Atina Kralı Pandion’un oğlu, Theseus’un da babasıdır. Aegeus, kendini denize atarak intihar eder. Bu yüzden, Atina Körfezi yakınlarındaki sadece o deniz “Aegeus Pelagos” yani “Aegean Sea” “Ege Denizi” diye anılmaya başlanır. Öte yandan Türk ve Osmanlı tarihi coğrafya bilgilerinin yanı sıra uluslararası kaynaklarda da bu denizin adı Adalar Denizi olarak geçmektedir.

 

BÜYÜK TAARRUZ’UN SONUÇLARI

 

Büyük Taarruz, yaklaşık 200 yıldan beri Türk ordusunun galibiyetiyle sonuçlanan ilk taarruz savaşıdır. Çanakkale ve Sakarya’da şanlı Türk zaferleri ile hücum eden düşmanı durdurmayı başarmışızdır. Kocatepe’den başlayıp, Dumlupınar’da kazanılan Zafer’le, Başkumandan Meydan Muharebesi’nde düşman ordusu topyekûn yok edilmiş, yaklaşık 150 bin kilometrekare alan 14 gün gibi kısa bir sürede ele geçirilmiştir.
Zafer, Yunan işgaline son vererek Kurtuluş Savaşı’nın kesin bir askeri sonuca ulaşmasını sağlamıştır. Böylece Türk tarafı Lozan’da toplanan barış konferansına önemli bir diplomatik avantajla katılmış, askeri durumun barış görüşmelerinde aleyhte pazarlık kozu olarak kullanılmasını önlemiştir. Taarruz olmasaydı Yunan ordusu belki İzmir’e çekilecek, barış konferansında Yunanlıların İzmir ve Ayvalık’taki durumu pazarlık konusu olacak, bu yerler sonuçta bir olasılıkla kurtarılsa bile karşılığında birçok taviz verilecekti. Mustafa Kemal Paşa’nın Anadolu hareketi üzerindeki önderliği bu zaferle pekişmiş, böylece zaferden sonra kurulacak olan siyasi düzenin temelleri atılmıştır. 1922 yaz aylarında Büyük Millet Meclisi’nde Mustafa Kemal aleyhine başlatılan muhalefet hareketi zaferden sonra etkisini kaybetmiş, Mustafa Kemal Paşa tüm ülkede “kurtarıcı” olarak benimsenmiştir.

 

BİZ YOK OLSAK DA

 

Bakanımız, Prof. Dr. Veysel Eroğlu’nun aktardığı tarihi bir anekdot: Eğitime fazla masraf yaptığı şikâyet edilince Nizamülmülk, Melikşah’a şu tarihî cevabı verir:
Sultanım! Ben gece orduları yetiştiriyorum:
İlim, fikir ve ruh orduları.
Maddî ordularının ulaşamayacağı yerlere onlarla ulaşabilirsin. Biz yok olsak bile inançlarımız yaşayacak.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti