İKTİDAR VE KARŞITLARI

Türkiye, çok kritik bir döneme girdi! Bir tarafta iktidar diğer tarafta ise iktidarı devirmek isteyenler…
Millet İttifakı, iktidarı düşürmek isteyenlerin yurt içindeki siyasi bileşimi! CHP, HDP, İyi Parti, SP ve diğerleri. Hatta FETÖ, PKK, DHKP-C, DEAŞ gibi örgütleri de bu guruba ekleyebiliriz. Çünkü onlar da aynı amaç ve aynı gaye içindeler.
Hepsinin tek hedefi AK Parti ve MHP,
Yine hedef Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli…
Pekii ya dış güçlerin yani Batı’nın en öncelikli hedefi nedir?
Tabiî ki onlarında amacı aynı. Ak Parti iktidarını yıkmak, indirmek! Bilhassa ABD Başkanı Biden ve Fransa cumhurbaşkanı Makron ’un başını çektiği güçlü bir blok var! Bunlar da Recep Tayyip Erdoğan ve iktidarını yıkmak istiyor.
Ayrıca bu yıkım işinin kesin, garantili olması için kendilerine yakın küresel medya gücünü de kullanarak çok kapsamlı çalışıyorlar! “Özgür medya” kılıfı adı altında halkı yalan ve iftiralarla manipüle edip, kafalar iyice karıştırılarak bir taraftan da yoksulluk, işsizlik bahane edilip kin ve nefretle vatandaşı iktidara karşı kışkırtmak.
Diğer taraftan da döviz kurları üzerinde sunni müdahalelerle Türk Lirasının değerini düşürme. Faiz ve enflasyonu yükseltip, alım gücünü düşürme. Böylece halkı yoksulluğa itip, ülkenin ekonomisi felç etmek! Nihayetinde halkın iktidara desteğini iyice kırmak…
Bazı sağ görüşlü milletvekillerini de bu yıkım işine dahil edilebiliriz. Minik minik partiler kuruluyor. Hiç durmadan Cumhurbaşkanına saldırıyorlar. Tek amaçları; iktidara destek olan Ak Parti ve MHP’yi küçük küçükte olsa parçalayıp, bölmek ve akabinde diğer muhaliflerle birlikte iktidarı hemen indirmek!
Peki.
Bunca karşıtlara, saldırılara karşı iktidar tarafı ne yapıyor?
Yurt içinde kaliteli hizmet ve sürekli yatırım. İktidarın elindeki en büyük kozu. Yaptığı yüzlerce binlerce hizmetleri ve projeleri ile alternatifi olmayan tek güç olduğunu halka göstermeye çalışıyor! Bu hususta pek haksızda sayılmaz!
Bilhassa yurt içinde dev yatırımlar yapıldı. Şehir Hastaneleri, duble yollar, savunma sanayindeki büyük büyük yatırımlarla ve sel, deprem gibi felaketlerde mağdurlara sahip çıkıp, maddi ve manevi yardımlarla halkın iktidara karşı desteğini sürekli artırmaya çalışıyorlar.
Yurt dışında ise milli menfaatlerin korunması ve ülke savunmasını güçlendirmek için müthiş bir gayret var! Silah sanayiinde ordumuzu çok güçlendirip, caydırıcı hale getirmeyi hedefliyorlar.
İç ve dış düşmanlara ve kapitalizme karşı amansız bir mücadele sergileme ve aynı zamanda ezilen, horlanan, sömürülen, iç savaşlarla yoksulluğa çaresizliğe itilen milletlerin hatta devletlerin umudu, müdafii olma yolunda çok önemli mesafeler kaydetmiş görünüyor…
İktidar, bu şekilde oy oranını artırmak ve böylece halkın ekseriyetinin desteğini arkasına alma çaba ve gayreti içine girmiş bulunmakta. Bu güçle hem iç hem de dıştaki düşmanlarına karşı demokratik yollardan üstünlük sağlamayı amaçlıyor.
Ayrıca halkın desteğini isteyen iktidar yani Ak Parti; On yedi yıldır yaptıklarını referans göstererek bundan sonraki dönemlerde de daha çok iş yapacağı işlere referans veriyor.
Hükümet, ülkemizi 2023 yılına kadar dünyanın kalkınmış on ülkesi içine sokacağının adeta garantisini veriyor! Bu nedir, Türkiye 2023’e kadar süper güçler arasına girecek demektir.
-Peki, buna kim inanıyor?
– Şu anda nerede ise Türk halkının çoğu buna “evet” diyor! Suriye, Filistin, Mısır, Arabistan, Libya, Fas, Tunus, Somali gibi bütün halkı Müslüman olan ve olmayan ezilen, horlanan kesim:” 2023’te Kurtuluş var!” diyor.
-Başka kimler inanıyor?
-Recep Tayyip Erdoğan’ı sevmeyenler bile buna inanıyor; Öyle ki, Ağrı Dağı ne kadar gerçekse, Erciyes Dağı ne kadar gerçek ve aşikâr ise; 2023’te R. Tayyip Erdoğan’la Türkiye’nin süper güç olması da o kadar gerçektir! Buna en başta ülkemiz ve Avrupa inanıyor. Amerika inanıyor. Hatta Dünya inanıyor… Bu nedenle İktidar karşıtları sürekli yıkım çalışmalarına hız veriyor.
İktidar ve karşıtları için 2023 çok önem arz etmekte!.. Her iki tarafın çalışmalarının semeresi, sonucu bu tarihte belli olacak! Türk halkı ya iktidara devam diyecek! Ya da karşıtlara “Biraz da siz buyurun bakalım!” diyecek.