Eğitim Şûrası toplanmalı – Kocatepe Gazetesi

17 Ocak 2014 Cuma 02:00:00
  Afyonkarahisar’daki eğitimin durumu için çok fazla söz sarf etmeye gerek yok. Açıklanan ya da açıklanmayan veriler, durumumuzu ortaya koyuyor. Afyonkarahisar’ın daha iyi yerde olmasını isteyenler “81 il arasında ikinci 40’tayız” eleştirisini yaparken, Milli Eğitim’i yönetenlerden “Bizim dönemimizden önceki gelişmelerin yansıması. Bir sınav süreci en az 3 yıldır” itirazını gündeme getiriyor.
Maksat suçlu aramak olmamalı. Afyonkarahisar’da sadece merkezi sınavlarda değil, hemen hemen her okulda öğretmen-öğrenci ilişkisinde, öğrenci-servis ilişkisinde, binaların durumu noktasında bazı sorunlar yaşanıyor mu? Yaşanıyor.
O zaman “Ne yapabiliriz” sorusunun yanıtı aramak lazım.
Benim önerim, İl Milli Eğitim Şûrası’nın toplanması. İl Milli Eğitim Müdürlüğü öncülüğünde, büyük bir salonda, örneğin Hattat Ahmet Karahisari Kültür Merkezi’nde, Ahmet Necdet Sezer Kampüsü’ndeki Atatürk Kongre Merkezi’nde, bir Şûra gerçekleştirilebilir. Bu Şûra’ya okul yöneticileri, öğretmenler, öğrenci velileri, öğrenciler, sendika temsilcileri, dershane temsilcileri, demokratik kitle örgütleri katılıp sorunları dile getirebilir. Hatta zaman müsait olursa eğitimin her kesimine 1 gün ayırıp, bir “deşarj” sağlanabilir.
Afyon Eğitim Şûrası’nda “sansürsüzce” söylenen cümleler, kaydedilir, değerlendirilir. Sorun hemen çözülebiliyorsa, anında müdahale edilebilir. Uzun vadeli bir müdahale gerekiyorsa, şikayet ya da sorunu dile getiren kesimden yazılı bir rapor istenir ve Milli Eğitim’in arşivinde de bu raporun girmesi sağlanır.
Afyon Eğitim Şûrası’nın toplanması için öyle Milli Eğitim Bakanlığı’nın ya da üst düzey Bakanlık yöneticilerinin de gelmesine gerek yok. İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün “Hadi bakalım arkadaşlar” demesi, eğitimin tarafları için yeter de artar bile.
Afyon Eğitim Şûrası toplanır ve başarı kazanırsa, hemen olmasa da uzun vadede mutlaka “hayır dualar” alınacaktır.
Tabii küçük bir ayrıntıyı da ekleyeyim: Afyon Eğitim Şûrası, “laf ola, beri gele” diyerek toplanacaksa, o kadar eğlenmeye zaman yok. Orada söylenen sözlerin, alınan notların bir geçerliliği bulunmalı.
Yoksa, bir eğitimciden duyduğum fıkrayı anlatır dururuz:
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ni yıkan adam olarak tarihe geçen Gorbaçov’a sormuşlar:
-Koskoca ülkeyi nasıl yıktınız?
-Bizler işçilere maaş verir gibi yaptık; işçiler de çalışır gibi yaptılar. Elbirliğiyle devleti yıktık…

Mesut Mercan’a
nasıl kumpas kurduk?
Malum, “kumpas” hâlâ revaçta olan bir kelime. Kimin, kime, kimle, kim için, nasıl kumpas kurduğuna ilişkin bilgiler birbirine karışsa da insanın canı çekiyor tabii ki bu alavare-dalavereli işleri.
Afyonkarahisar Devlet Hastanesi’nin 2013 yılı değerlendirme toplantısındayız. Bir gün öncesinde Cumhuriyet Halk Partisi’ndeki basın toplantısı sırasında CHP’li bir İl Genel Meclisi Aday Adayı’nın tanıtım broşürünü almıştım. Hastanedeki toplantı sırasında, elimi montumun cebine attığımda o broşürü gördüm. Aldım elime broşürü, basın toplantısının bitiminde kürsüye koydum. Sonra “devlet kurumu”nda siyasetin olmayacağına dair arkadaşlarım beni uyardı. Fakat bir baktım, broşür Cihan Haber Ajansı’ndan Mesut Mercan’ın cebine girivermiş. ‘Mesut Abi, bu nedir’ derken; Mesut Mercan’ın CHP’li aday adayının broşürüne bakarken fotoğrafını yakalabilirdik. Kendi aramızda yorum yaptık: “Cemaat CHP’yi destekleyecek”. Bu espriyi birkaç kere tekrarladık.
Böylece benim de çocuklarıma anlatacağım bir “kumpas”ım oldu.