Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

HAYÂ İLE İMAN BİRBİRİNDEN AYRILMAZ

Muharrem Günay 8 Kasım 2018 Perşembe 13:44:25
 

Hayâ imanın nizamıdır. Hayâ ile iman ve İslam bir birinden ayrılmaz parçalardır. Allah’tan gereği gibi utanmamak, hayâ duygusunun azlığı Allah’ın emirlerine muhalefet sonucunu doğurduğu için giderek insanı küfre kadar götürebilecek tehlikeli bir yoldur. İman ile hayânın ilişkisine dikkat çeken Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur:
 “Hayâ, imanın nizamıdır. Bir şeyin nizamı bozulunca parçaları darma dağın olur her dinin bir ahlâkı vardır, İslâm’ın ahlâkı da hayâ’dır” (İbn Mâce, Zühd, 17)
Bayezid-i Bistami  “Bulunduğunuz şu derecelere nasıl kavuştunuz?” sorusuna “Her yerde Allah-ü Teâlâ’nın gördüğünü ve bildiğini düşünüp, edebe riayet etmekle” cevabını vermiştir.
Maverdî, hayânın ikinci kısmı olarak ifade ettiği insanlardan utanmayı da şöyle tanımlar: “Kişinin insanlardan utanması ise, insanlara ezâ ve açıktan açığa kötülük etmemesidir.” Nitekim Rasûlullah (s.a.s) “Allah’tan sakınan, insanlardan da sakınır” buyurmuştur.
Maverdî’ye göre kişinin kendi nefsinden utanması, hayâ etmesi ise, iffetli olması ve yalnızlığında günahlardan sakınmasıdır. Hayânın bu kısmı, nefsin erdemlerinden ve ahlâkın güzelliğinden ileri gelmektedir.
Maverdî hayâyı şöye tasnif eder.
Cinayet (günah işlemek) hayâsı: Âdem (a.s) bunun örneğidir. Hz. Âdeme, “Benden firar mı ediyorsun?” denilince, “Hayır, tersine senden hayâ ediyorum” cevabını vermişti.
Kusur hayâsı: “Seni tesbih ve tenzih ederiz, sana hakkıyla ibadet edemedik” diyen meleklerin hayâsı gibi.
Ta’zim (iclâl) hayâsı: Aziz ve celil olan Allah’tan hayâ ettiği için kanadını kapayan İsrafil (a.s)’in hayâsı gibi.
Kerem hayâsı: Ümmetinden hayâ ettiği için “evden çıkın” diyemeyen Rasûlullah’ın (s.a.s) hayâsı gibi. Cenâbı Hakk bu konuda, “Ey mü’minler, Peygamber’in evlerine yemeğe çağrılmaksızın vakitli vakitsiz girmeyin; fakat davet edilirseniz girin ve yemeği yiyince dağılın, söze dalmayın. Bu haliniz Peygamber’i üzüyor, fakat o size bir şey söylemekten utanıyordu. Ama Allah gerçeği söylemekten utanmaz” (el-Ahzab, 33/53) buyurmuştur.
Haşmet hayâsı: Hazreti Ali’nin hayâsı gibi. Hazreti Ali, kızı Fatıma ise evli olduğu için mezinin çıkmasının dini hükmünü Rasûlüllah’a soramamış ve bunu sormasını Mikdat bin Esved’den rica etmişti.
Hakir görme (istihkar) hayâsı: Musa (a.s)’ın hayâsı gibi. Hazreti Musa, “Dünyevi bir ihtiyacım zuhur ediyor, fakat bunu izale etmesini Rabbımdan dilemekten hayâ ediyorum” demiş; yüce Allah da ona, “Hamurunun tuzuna ve koyununun otuna varıncaya kadar her şeyi benden iste” buyurmuştu.
Nimet hayâsı: Bu, Rab Teâlâ’nın hayâsıdır. Sırat (köprüsünü) geçen kula mühürlü bir mektup verir, kul açar bakar ki içinde, “Sen yaptığını (ve yapmak istediğini) yaptın, fakat ben bu konuda aleyhinde bir açıklama yapmaktan hayâ ettim, hadi (Cennete) git, affıma mazhar olduğun hususunda şüphen kalmasın” ibaresi yazılıdır” (Kuşeyrî Risalesi, s. 314-315).

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti