Nöbetçi Eczaneler
11 Temmuz 2014 Cuma 03:00:00 Orhan Gencebay’ın “Batsın Bu Dünya” şarkısını çoğumuz biliriz. Şarkıya 1998 yılında çekilen klip, “Daha güzel, daha mutlu, daha adil, sevgi dolu bir dünya için, barış için, insanlık için batsın bu dünya” sözleri ile başlıyordu.
Cumhurbaşkanı Adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nun seçim kampanyasına ilişkin afişleri görünce bu şarkı geldi aklıma. Daha çok Cumhuriyet Halk Partisi’nden çıktığı tahmin edilen “Dirliği ekmek için, birliği ekmek için, ekmek için Ekmeleddin” sloganları, İhsanoğlu’nun söylemlerini ne kadar karşılar bilmiyorum. Zira, İhsanoğlu, “icracı” bir Cumhurbaşkanı olmayacağını açıklamıştı. “Ekmek için Ekmeleddin” sloganı, son tahlilde bir “icra” gerektiriyor. “Ekmek” vurgusu ile 1970’lerin Karaoğlan’ı Bülent Ecevit gibi bir hava estirilmek istenmiş; ama bu hava eser mi, kuşkularım var.
Hani biraz daha zorlasak, “Yeni bir Türkiye için batsın dünya” denilecek sanki.
Bununla birlikte Recep Tayyip Erdoğan’ı aşağılamak maksadıyla, tek başına kullanılan “Tayyip” ismi gibi, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun sadece adının propagandada öne çıkarılması “ahlaki” değil. Recep Tayyip Erdoğan’a muhalif iseniz, Erdoğan’ın yaptıklarını eleştirirsiniz; ismini değil. Yine Ekmeleddin İhsanoğlu’na oy isteyecekseniz, CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için kullanılan, “Temiz, dürüst bir insan oğlu” tanımı daha uygun olacaktı. “İhsanoğlu” ile “insan oğlu” arasındaki uyum, aşinalık oluşturabilirdi.
Afişler ve sloganlarda “yaklaşım” hataları var bir de. “Biz AK Partili idik, CHP’li idik, MHP’li idik, HDP’li idik; oyumuz Ekmel Hoca’ya” afişlerinde AK Partili, CHP’li, MHP’li ve HDP’li kişiler hakkındaki “önyargı” ortaya çıkmış. Sanki poşulu olan, MHP’ye oy vermez; başı açık olanlar sadece CHP’ye oy verir gibi bir bilinçaltı okuması yapabiliriz.
Bir önceki sloganda en azından “Ekmeleddin” ismi tam olarak kullanılıyordu. Peki “Ekmel” nereden çıktı, Allah aşkına? Siz Recep Tayyip Erdoğan’ın büyük seçim kampanyalarında “RTE” kısaltmasını benimsediğini gördünüz mü?
Bir de Ekmeleddin İhsanoğlu’nun tanıtım yazısı var ki, İhsanoğlu okumuş mudur, merak ediyorum. Bir yandan “tevazu” içinde bir aday diye öne çıkarıp, bir yandan “Türkiye’nin gururu” ifadeleriyle alkış istemek, tuhaf bir çelişki. İhsanoğlu hakkında ”Türkiye’nin Uluslararası itibari en yüksek isimlerinden. Allah vatanımın tüm evlatlarını, kendi evlatlarımdan ayırmasın diyen bir Milliyetçi,. Atatürk ve devrimlerini sahiplenmek tarihimizi sahiplenmek anlamına gelir diyen bir Atatürkçü. Filistin Davasının en büyük savunucusu. Filistin’in devlet nişanı verdiği tek Türk. Mehmet Akif’in dergahından geçmiş, Necip Fazıl ve Nazım Hikmet’i Arapça’ya çevirmiş bir gönül adamı” nitelemeleri yapılmış.
Çok güzel de, bu tanımın bendeki çağrışımı Neşeli Günler filmindeki Ziya karakteri oldu. Ziya’nın kahvehanede “cilet” satarken neler söylediğini hatırlayalım:
“En iyi cilet budur. Dünyanın bütün meşhurları bununla traş oluyor. İngiltere Kralı, Rahmetli Başkan Kenedi, Taçsız Kral Pele, Bakenbauer, Kaleci Mayer, Biricik Bardo, Fenerbahçeli Cemil…Hepsi şöhretlerini bu bıçağa borçludur. Denemesi bedava…”
Ziya bu sırada bir kişinin sakallarını kesmeye çalışır; ancak traş yaparken adamın yüzünü yara bere içinde bırakır. Bu sefer Ziya yine üste çıkar: “Kesikler için harika kan ilacı satıyoruz…”
Bu propaganda biçimi ile, 11 Ağustos’ta “yara bandı” dağıtımı başlar. Benden söylemesi…
