Nöbetçi Eczaneler
24 Temmuz 2015 Cuma 03:00:00 Bir 24 Temmuz daha geldi. Basın Bayramı… İkinci Meşrutiyet ilan edildiğinde basına sansürün kaldırılmasının yıldönümünü kutluyoruz 24 Temmuz’da. 10 Ocak var bir de. O gün de yine bir ihtilal sonrasında basın mensuplarına sağlanan haklara “teşekkür” ediyoruz.
Yılda iki kez “bayram” yapan başka meslek grubuna zor rastlanır.
Aslında 6 ayda bir gazetecilerle ilgili günü kutlamak, mesleğin sorunlarının masaya yatırılması için bir fırsat. Gel gör ki biz kolayı, yani kutlamayı tercih ediyoruz.
Türkiye’de gazetecilik denilince çeşitli kavramlar akla geliyor. Olumsuz izlenimler kadar olumlu izlenimler de dile getiriliyor.
Burada herkesin karakteri, aile terbiyesi, eğitim ve kendini geliştirme seviyesi devreye giriyor.
Toplumdaki belli başlı bozulmalar, elbette gazetecilere de sirayet ediyor.
Yine de toplumda direnen sinir uçları gibi “omurgası”na sahip çıkan gazetecilerden de bahsetmek gerekiyor.
Sancılı bir süreç de olsa, tarih kimin neye hizmet ettiğini, kimin nasıl iyi/kötü davranışlar sergilediğini yazacaktır.
Mühim olan gazetecinin, önüne çıkan her rüzgâra kendini kaptıran kelebek gibi uçmamasıdır.
Mühim olan gazetecinin, kendi üslubunu, hareket tarzını, duruşunu belirleyerek yolunda ilerlemesidir.
24 Temmuz için gazetecileri kutlayacak devlet büyüklerine, eş, dost ve akrabalara şimdiden teşekkür ederiz.
Ancak bu mesleği yürütenlerin “kutlama”dan ziyade düşünmeye, düşündürmeye ihtiyacı var.
Birkaç soru, bize yardımcı olabilir:
Hatalarımız varsa, nedir? O hatalar nasıl düzeltilir? Gazeteci taraf mıdır, tarafsız mıdır? Tarafgirlikle ile haktan yana taraf olmak arasındaki fark nedir?
Toplumu tahrikten uzak, sade bir haber dili nasıl kullanılır?
Bu soruların yanıtını tüm basın mensupları düşünmeli.
Kanaatimce gazeteci, sesi duyulmayanların sesi olmalı; aksaklıkların yöneticiler tarafından görülmesini sağlamalı; aynı zamanda yöneticilerin de kendilerini ifade etmeleri için bir saha oluşturmalı.
İBRAHİM KÜÇÜKKURT GAZETECİLİĞİ
Birkaç gün önce ilk kez Kıbrıs Gazileri’ni konu alan arşiv haberinde kullandığım “İbrahim Küçükkurt Gazeteciliği” başlığını da tartışmaya açmak isterim.
Gazeteci, girişken olmalı, gözünü budaktan sakınmamalı, aynı zamanda yöneticilere de halkın meramını anlatabilmeli.
Merhum İbrahim Küçükkurt, böyle bir örnekti. İbrahim Amca’nın hafızasını sürekli tazelemesi de bizlere emsal teşkil ediyor.
İbrahim Küçükkurt Gazeteciliği derken bütünü ele alan bir tanımlama yapma gayretindeyim. Yeri geldiğinde “Hayır, efendim öyle değil” diyebilmeli gazeteci; yeri geldiğinde de il ve ülke protokolünü ağırlama adabını bilmeli.
SPOR KOMPLEKSİ BİR KAZANIMDIR
Fenerbahçe, Afyon Arena’da iki maça çıktı. Ulusal basın kuruluşları, haberlerinde Afyon’a yer verdiler. Bu önemli bir kazanımdır. Spor Kompleksi’nin hayata geçirilmesinde emeği olan Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ile Eski AK Parti Milletvekili Sait Açba’nın hakkını teslim etmek gerekiyor. Ama Afyon Yaz Futbol Festivali’nin gerçekleştirilmesinde en büyük pay, Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban’ın. Turnuva organizatörlerinin deyimiyle Çoban, taşın altına gövdesini koydu; risk aldı ve turnuvanın başarıya ulaşmasını sağladı. Çoban’ın yanı sıra Belediye’nin tüm birimlerinin de Spor Kompleksi’nin tamamlanmasında ve tanıtılmasında emeği geçti. Hepsinin ellerine sağlık.
YENİ TURNUVALAR İÇİN BİRKAÇ ÖNERİ
Afyon Yaz Futbol Festivali’nde eleştirilen birkaç konu vardı. Yerel basında gündeme geldi, ama ben de bu satırların da kayda geçmesi için yazıyorum:
-BİLET FİYATLARI: Maçlara giriş biletlerinin fiyatları Afyon için afaki idi. Nitekim Fenerbahçe maçlarında Stat’ın büyük bölümünün boş kalması da bunun göstergesi. Bir dahaki turnuvada bilet fiyatlarının 100,150 lira yerine 30,50 lira olarak belirlenmesi, katılımı artırır.
-IŞIKLANDIRMA: Televizyondan izlediğim kadarıyla Stat’ta ışıklandırma yetersizdi. Tribünler ve sahanın ekrana göre sağ tarafındaki karanlık, giderilmesi mümkün bir aksaklık.
-KAMERA İÇİN YER: Protokol tribünü tarafındaki köşe vuruşlarında, maçları canlı yayınlayan kuruluş güzel görüntü alamadı. Tribünler ve tel örgüler, kameralardaki netliği bozdu. Yeni turnuvalarda çekim açısı için farklı düşünceler geliştirilecektir.
-İSİM: Afyonkarahisar Spor Kompleksi’ndeki Stat’ın isminin “Arena” olduğu söyleniyor, haberlere de Afyon Arena olarak yansıdı. Buraya bir isim düşünelim. Veysel Eroğlu ya da Sait Açba Stadı olabilir. Eğer kişi ismi verilmeyecekse “Afyon Kale”, “Afyon Haşhaş” isimleri üzerinde durabiliriz.
