Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Sezer Küçükkurt

Mehter ve eğitim – Kocatepe Gazetesi

Sezer Küçükkurt 21 Eylül 2011 Çarşamba 03:00:00
  Okullarda ve ailelerde yeni öğretim yılının telaşı başladı. Afyonkarahisar’da 140 bini aşkın, Türkiye genelinde ise 11 milyon memleket evladı okul yollarına düştü.
Eğitim yılının açılış töreninde Vali İrfan Balkanlıoğlu Afyonkarahisar’daki eğitim ordusuna “Eğitimde ilerliyo-ruz ama mehter hızıyla. Bu tempo ile sağladığımız başarı yeterli olamaz” diye-rek mesaj verdi.
Türkiye’de ilk ve ortaöğretim öğrencilerinin yüzde 98’i devlet okullarında okuyor. Bu rakamlar ülke-mizi geleceğe taşıyacak olanların ezici çoğunluğunun devlet okullarında şekillendirildiğini ortaya koyuyor. Ancak ne yazık ki, devlet okullarından birincilikle mezun olan öğrencilerin yaklaşık üçte biri üniversiteye giremiyor. Özel okulların üniversite sınavı başarıları, devlet okullarına göre çok daha yüksek.
Öğrencilerin başarı durumu böyleyken özel okullarda çalışan öğretmenlerin çoğu kapağı bir devlet okuluna atma telaşında. Acaba neden başarılı bir okuldan başarısız bir okula geçmek istenir diye sorunların sayısı ise hiç de az değil.
Bunun öncelikli sebebi olarak devlet okullarındaki öğretmenlerin maaşlarının, özel okullardaki ortalama maaştan daha yüksek olması gösteriliyor. İkinci neden ise devlet okullarındaki çalışma saatlerinin özellere göre çok daha az olması.
Arada böylesine bir fark varken, konuyla yakından ilgili olanlar “Sistemde bu şartlar hakimken iyi olan öğretmenlerin devlette toplanması lazım” diye fikir yürütüyorlar. Ne yazık ki, burada da mantık yanılıyor. Çünkü bizim eğitim sistemimiz iyi olan öğretmeni aldıktan sonra kendi haline bırakıyor. Özel okul öğretmenleri sürekli kendilerini geliştirip başarılı sonuçlar üretme yönünde düzenli olarak denetlenirken, devlet okulları için böyle bir baskı maalesef söz konusu edilemiyor.
Bu tartışmaların sadece ülkemiz için değil, ileri devletlerde de sürdüğü belirtiliyor. Oralarda da devlet okulları başarılı sonuçlar üretemiyor. Ve çözüm yolları aranıyor.
Diğer ülkelerdeki gibi bizde de işini iyi yapan öğretmenleri ödüllendirecek bir sistem yok. Eğitim fakültesinden mezun olan bir öğretmen, bir daha hayatı boyunca bir kitap okumasa da, bilgilerini güncelleyecek hiçbir şey yapmasa da emekliliğe kadar öğretmenliğe devam edebiliyor. İyi ya da kötü…
Onu, oradan alıp başka bir yere de yerleştiremiyorsunuz. Çünkü kazanılmış olan sınırsız bir iş güvencesi var. Bir yılda işlemesi gereken müfredatın ancak yarısını işleyebilen öğretmenler olduğu biliniyor. Peki, yaptırım var mı derseniz orası tartışılır.
Yanlış anlaşılmasın, iş güvencesinin sağladığı avantajlara karşı değiliz. Elbette insanlar geleceğini güvene almak ister. Ama bu nedenle aksayan bir şeyler olduğunu da görmek gerekir. Kişisel gelecek kaygıları ile toplumsal geleceği tehlikeye atmak ne kadar doğru olabilir?
Çocuğunuz yukarıda bahsedildiği gibi bir öğretmene düştüğünde, kaderinize razı olmak zorundasınız. Ya da okul hayatı yeni başlarken, iyi öğretmenlerin eline çocuğunuzu emanet etmek için araya adam koymak, olmadı, pamuk elleri cebe atmak gerekir.
Fedakârca çalışan öğretmenlere gelince, onların emeklerinin karşılığını tam olarak alabildiğini kim iddia edebilir ki?
Türkiye’de eğitim gören 11 milyon, Afyonkarahisar’da ise 14 bini aşkın çocuğun türlü türlü hayalleri var. Buna hepimizden fazla hakları da var. Peki yüzde kaçı bu hayallerine kavuşabilecek dersiniz?
Sadece Afyonkarahisar’da değil, sistemin geleninde bir mehter hızı olduğunu kabul etmek gerekiyor. Sorunun varlığını kabul etmek çözüm yolunda atılmış adım sayıldığına göre, sonraki adımlarımızı buna göre belirlemeliyiz. Çünkü eğitim sistemimizin mehter hızından kurtulması, geleceğimizin kurtulması anlamına gelecek. Afyonkarahisar’da da, ülke genelinde de…

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti