VATANDAŞIN GÜNDEMİ

Afyonkarahisarlı bir hemşehrimiz günlük yaşam içerisinde karşılaştığı sorunlar ve bunların çözümü ile ilgili olarak yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
-Son bir haftada Belediye’ye Yeşilyol’daki kanalizasyon sızıntısı için whatsapp’tan başvurdum. Konuya müdahale ettiler ve bana geri bildirim yaptılar.
-Zabıta’yı aradım, yine Yeşilyol’daki köpekler için; yine geri bildirim yaptılar. Bunlar şık hareketler.
(İnsanları korkutan, sabah ve akşam saatlerinde zaman zaman saldırganlaşan sokak köpeklerinin doğal ortamlarına salınması ile ilgili bir yasa olduğunu söyleyip ‘En fazla dağıtabiliriz’ dediler; burada Belediye’nin kabahati yok. Fakat ‘doğal yaşam’, apartmanların önü, insanların çocukları ile gittiği parklar değil. Bunu yeniden yorumlayıp bu yorumu benimsetmek gerekiyor. Aksi takdirde Büyükçekmece’de yaşanan köpekten kaçan vatandaşa kamyonet çarpması olayına benzer olayları Afyon’da çok yakında duyacağız.)
***
-Haftasonu İzmir’deydim. İzmir’e giderken sadece bir benzinlikte İkbal logosu gördüm. Dönüşte ise ne trafik levhalarında adımız var, ne de herhangi bir otel-sucuk işletmesinin yönlendirmesi…
(Mesela Köfteci Sami’nin nerede olduğunu yol boyunca ezberliyoruz. Allah için bir tane sucukçu ya da otelci bunu yapamaz mı?)
-Afyonkarahisar ismi, ancak Uşak merkezden sonra görünüyor. Halbuki İzmir’den çıkarken “Uşak-Ankara” istikametini gösteren tabelalar mevcut. Bu konuda çalışmalar yapmak gerekiyor.

TABELA MESELESİ

“Tabelalarla yönlendirme” konusu şehir dışında olduğu gibi Afyonkarahisar şehir merkezinde de önemli bir sıkıntı. Yıllardır bu sıkıntıyı dile getirmemize rağmen ciddi çözümler ortaya konulamıyor her nedense?
Afyonkarahisar şehir merkezine gelen, şehirde kısa bir tur atmak ya da alış-veriş yapmak isteyen bir misafirin bizim Çarşı olarak bildiğimiz bölgede kaybolması işten bile değil. Alış-veriş yapmak için aracını herhangibir otoparka parkeden, Afyonlu olmayan bir kişi gideceği memleketin yolunu bulurken sinir krizleri geçirir. İzmir, Ankara, Antalya, İstanbul… Hangi güzergahı düşünürseniz düşünün hepsi için aynı şey geçerli. Şehir merkezine girdiniz mi, çık çıkabilirsen.
Şehirden çıkmak ayrı bir dertken, şehir merkezindeki zenginliklere ulaşmak da bir başka dert.
Bu iki derdin çözümü de iyi bir “tabela” planlamasından geçiyor. Bu iş için çok geç kaldık. Artık çözüm üretmemiz gerekiyor.

DİZİLER AİLE YAPISINI DİNAMİTLİYOR

Aile Yılı ile ilgili yapılan çalışmaların tamamında “medyanın aile yapısına olan olumsuz” etkisinden bahsediliyor. Bu noktada da dizilerdeki aile yapısına aykırı sahneler, hikayeler ortaya konuluyor. Aile Yılı çalışmalarının en büyük destekçisi Prof. Dr. Veysel Eroğlu da her fırsatta bunu dile getiriyor.
Aile yapısını bozan, gayri meşru ilişkileri özendiren, çarpık ilişkileri normalleştiren diziler en çok atv, Kanal D, Tv 8, Star, Show Tv kanallarında yer alıyor. İyi de bu kanalların çoğu muhafazakar kesime yakın kişiler/gruplar tarafından yönetilmiyor mu? Bu çelişkinin nasıl ortaya çıktığıyla ilgili düşünmek, bu dizilerin yapılıp yayınlanmasında etkin olan isimlere etki etmek yapılan tüm çalışmalardan daha çok fayda sağlayacağa benziyor.