Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

3 MAYIS’I ANMAK VE ANLAMAK

Muharrem Günay 7 Mayıs 2010 Cuma 03:00:00
  Hiç şüphe yok ki , bizim mücadele tarihimiz, Türklüğün zorlu mücadele tarihinin bir yansımasıdır. Zaferlerle ve başarılarla dolu sayfalar kadar, kederli, hüzünlü ve zorlu sayfalarımız da çoktur. Bilhassa Türk-İslam Ülküsü’nün gönüllü neferleri olan Türk Milliyetçileri yukarıda sözünü ettiğimiz “TÜRKÇÜLÜK OLAYLARI”NDA ve 12 Eylül 1980 ihtilali öncesinde ve sonrasında çok çileler çekmiş bir çok badireler atlatmışlardır.
İftiharla ifade edelim ki Türk Milliyetçileri, mağdur olmuşlar, işkence görmüşler, sıkıntı çekmişler ama asla mağlup olmamışlardır. Türk Milliyetçileri zaman zaman horlanmışlar, suçlanmışlar ama Türkiye ve Türklük-Müslümanlık sevdasından asla vazgeçmemişlerdir.
Bu şanlı mücadelemizde Başbuğumuzun aşağıdaki sözleri bize örnek olacaktır.
” Türk Milletinin binlerce yıllık tarihi boyunca yenilmez olmasını sağlayan ve bugüne kadar her felaketin üstesinden gelerek her tehlikeyi çiğneyip üstüne çıkmasını sağlayan bazı milli vasıfları, gelenekleri ve inançları vardır; karekteri vardır. Bunların başında:
” Asla yenilmeyi kabul etmemek, boyun eğmeye ve mağlup olmaya karşı çıkmak ” görüşü ve karekteridir. Teslim olmayı ret, mağlup olmayı ret yenilmezliğin sırrıdır. Durum ne kadar karanlık olursa olsun, ne kadar imkansızlıklar içerisinde bulunursak bulunalım, asla yenilmeyi kabul etmemek, Türklüğün ezeli şiarıdır. “
Bu durum büyük davalar peşinde koşan insanların kaderidir. Kainatın Efendisi Sevgili Peygamberimizin Allah ( C.C.) ın dinini yayarken çektiği eza ve cefaları hatırlayıp bizde kaderimize razı olup Allah’a tevekkül etmeliyiz. Durum ne kadar kötü olursa olsun, sorunlar ne kadar büyük olursa olsun, sorunlardan ürkmemek, zorluklardan kaçmamak biz Ülkücülerin en büyük özelliğidir.
ALPARSLAN TÜRKEŞ’İN FİKİRLERİNE BU GÜN DAHA
ÇOK MUHTACIZ
Türklük ve Türk Dünyası denince her Türk’ün aklına Alparslan TÜRKEŞ gelmelidir. Çünkü Türk Dünyası’nda O’nun gibi Türklüğe his ve heyecan veren fikir ve devlet adamı çok az yetişmiştir. O’nun fikir ve düşünceleri 3 Mayıs 1944’lerden beri Türklüğün yoluna ışık saçmaktadır. Merhum liderimiz TÜRKEŞ, Türk Hakanlarında bulunması gereken, Alplik, Bilgelik, Gönül Adamı Olmak, Erdemlilik, Boz kurtluk gibi özelliklerin tamamını üzerinde toplamış bir müstesna liderdi. O, Oğuz Han, Bilge Kağan, Sultan Tuğrul Bey, Alparslan, Osman Gazi, Fatih, Yavuz, ve Atatürk gibi “ BİLGE LİDERLER “ zincirinin son halkasıdır.Başbuğumuz, komünizme, kapitalizme, emperyalizme, yolsuzluğa, rüşvete, haksız kazanca, bölgeciliğe ve bölücülüğe karşı amansız bir savaş açmıştı. Türk Milleti’ni bölmek ve parçalamak isteyenler, karşılarında yenilmez, aşılmaz ve yıkılmaz bir engel olarak Merhum TÜRKEŞ’i bulmuşlardır. O, devlete ve millete yönelik tehdit ve tehlikeler karşısında “ YAVUZ BİLEKLİ “ günlük yaşantısında ise “ YUNUS YÜREKLİ “, sevecen, alçak gönüllü bir insandı. O’nun o şin görünüşünün altında yumuşak bir kalp saklıydı. Başbuğumuz “ Zalimin düşmanı, mazlumun sığınağı olmak “ gibi yüce bir özelliğe sahip olan Asil Türk Milleti’nin bir evladı olarak, her zaman zulmün ve zalimin karşısında olmuş, mazlumun ve mağdurun yanında yer almıştır. Sayın TÜRKEŞ, uzlaşmacı ve uzlaştırıcı, milli menfaatleri parti menfaatinin üstünde tutan siyaset anlayışı ile, demokratik kültürün en güzel örneklerini veren ve her kes tarafından örnek alınan bir siyaset ve devlet adamıydı. Merhum Türkeş bir iman ve ahlak abidesiydi, ibadetlerini gösterişten ve riyadan uzak bir şekilde yapan samimi bir Müslüman’dı.
O, “Türk milleti’ne Bizans’tan geçme gevşeklik, laubalilik, dedi-kodu, fitne, fesat, terbiyesizlik, sır saklamamak, rast gele laf söylemek… gibi kötü huy ve hastalıklara şiddetle karşı çıkar ve benimle dava arkadaşlığı edecekseniz, her şeyden önce Yüksek vasıflı Türk olmaya mecbursunuz” derdi. Bu gün belki de her şeyden çok “Yüksek vasıflı Türk olmaya“ ihtiyacımız var. O’nun bu sözleri her ülkücünün kulağına küpe olmalıdır.
Bugün ülkemiz 1944’te yaşadığı olayların aşağı yukarı aynısını yaşamaktadır. İşbaşında Türklük ve Türk Milliyetçiliği ile problemi olan, yabancılardan emir ve icazet alan teslimiyetçi bir iktidar vardır. Bu iktidar Anayasamızın 301. maddesini değişti-rerek buradaki “Türklük” ibaresini çıkarmak ve Türklüğe hakareti serbest bırakmak olmuştur. Ayrıca bölgemizdeki ve dünyadaki gelişmeler Türkiye’mizi ve milletimizi yakından ilgilendirmekte Türkiye zor bir dönemden geçmektedir. İktidarın “Teslimiyetçiliğe ve Batıdan aldığı emir ve icazet anlayışına dayanan Dış Politikası, Faizciliğe, rantiyeciliğe ve Babalar Gibi Satmak” anlayışına dayanan Ekonomi Politikaları, Teröre karşı takındıkları müsamahakar tutumlarına ve çevremizde olan biteni seyretmek temeline dayanan Güvenlik Politikaları nedeniyle devletimiz ve milletimiz çok sıkıntılı günler geçirmektedir.
(Devamı yarın)

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti