Nöbetçi Eczaneler
(Dünden Yazının Devamı)
• Meclisin yetkilerinin tek adama devredildiği denetim yetkisini kaybettiği eleştirisine katılıyor musunuz. Gerçekten her şey tek adamın iki dudağı arasında mıdır?
GELİŞMİŞ DEMOKRASİLERDE GÜÇLER AYRILIĞI İLKESİ GELİŞMİŞTİR
Sorduğunuz soru yine demokrasinin esaslarına ilişkin ilkeleriyle açıklanabilir.
GELİŞMİŞ DEMOKRASİLERDE GÜÇLER AYRILIĞI İLKESİ GELİŞMİŞTİR; öncelikle bu soruya sağlıklı cevap verebilmek ve sağlıklı bir kanaate ulaşabilmek için parlamenter sistem de yer alan kuvvetler ayrılığı ilkesiyle cumhurbaşkanlığı sisteminde yer alan kuvvetler ayrılığı ilkesine ne kadar riayet edilmiş bir kıyaslama yapmamız lazım.
Çünkü cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini eleştirenlerin ortak noktası parlamenter sisteme geri dönmek.
TBMM nin temelde 2 görevi vardır.
1- Denetleme
2- Yasama
Meclisin görevinin tek adama verildiğini iddia edenler mecliste bakanlara soru sorma yöntemi ile bilgi alamadıkları birde gensoru yöntemiyle güvensizlik oyu vererek bakanların bakanlıklarını sonlandırma yetkisinin alındığını gerekçe gösteriyorlar.
Bu iki konu da gerçekten anayasada bir fark vardır.
Fakat diğer maddeler olduğu gibi korunmakla beraber bazı ilaveler de getirilmiştir.
Mesela; mecliste bakanlara yazılı soru önergesi vermek, Meclis araştırması, meclis soruşturması ve genel görüşme yöntemleri olduğu gibi korunmuştur.
Yine gensoru yöntemiyle bakanların görevlerinden azledilmesine alternatif olarak Anayasanın 106. Maddesinin 6. Fıkrasından itibaren görevlerinden dolayı herhangi suça bulaşmaları halinde cezai müeyyide uygulanmasını gerektirecek düzenlemeler yapılmıştır.
Anayasanın 105. Maddesi cumhurbaşkanının 106. Maddesi de bakanların görevleriyle ilgili herhangi bir suç işlenmeleri durumunda meclis, meclis üye tam sayısının salt çoğunluğuyla soruşturma açılmasını isteyebilir..
Meclis üye tam sayısını 3/5 çoğunluğuyla soruşturma açılmasına karar verilebilir.
Meclis üye tam sayısını 2/3 çoğunluğuyla yargılanmak üzere yüce divana gönderilebilir.
Dolayısıyla cumhurbaşkanı ve bakanların herhangi bir suça bulaşmaları durumunda denetimlerinde her hangi bir zafiyet bir eksiklik yoktur.
Hal bu ki parlamenter sistemde ister koalisyon olsun, ister tek başına meclis çoğunluğu elde etmiş hükümet olsun, hükümet meclis çoğunluğuna sahip olduğu için başbakan veya bakanların denetim imkanları zaten imkansıza yakındı.
Cumhurbaşkanının ise vatana ihanet haricinde zaten hiçbir sorumluluğu yoktu.
Bu anlamda cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde denetim imkanlarının daha geniş olduğundan bahsedilebilir.
CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMELERİ SINIRLANDIRILMIŞTIR
Cumhurbaşkanlığı hükümet sitemine getirilen bir diğer eleştiri, cumhurbaşkanına , cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkartma yetkisi verilmesidir.
Parlamenter sistem de de meclis bakanlar kuruluna kanun hükmünde kararname çıkartma yetkisi verebiliyordu.
Üstelik “Bakanlar Kurulunun istifası, düşürülmesi veya yasama döneminin bitmesi, belli süre için verilmiş olan yetkinin sona ermesine sebep olmaz.” Hükmü verilen yetkiyi geri almayı da imkansız hale getirebiliyordu.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde, millet yürütmeyi doğrudan seçerken kanun hükmünde kararname çıkartma yetkisini de vekalet kullanmadan doğrudan veriyor.
Hatta cumhurbaşkanlığı kararnameleri normlar hiyerarşisi bakımından incelendiğinde kanun hükmünde kararnamelerden daha zayıf bir konumda bulunuyor.
Çünkü; anayasanın 104. maddesinde yer alan “Türkiye Büyük Millet Meclisinin aynı konuda kanun çıkarması durumunda, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümsüz hale gelir.” Hükmü, cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin meclis denetimiyle her an geçersiz hale gelebileceğine işarettir.
CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİNE GEÇİŞ İÇİN YAPILAN HALK OYLAMASINDA VESAYET KURUMLARI DENETİM ALTINA ALINMIŞTIR.
Ülkemiz de maalesef demokratik hayata geçişimizle beraber bir darbe geleneği oluşmuştur.
Bunun nedenlerinden birisi şüphesiz silahlı kuvvetler içinde oluşan cuntalardır.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçiş için yapılan halk oylamasında 108. Maddede yer alan silahlı kuvvetlerin devlet denetleme kurulunun görev alanı içerisine alınmasıyla beraber silahlı kuvvetlerinde hukuk içerisinde kalması sağlanmıştır.
DEVLET İÇERİSİNDEKİ GİZLİ YAPILAR CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİNDE ORTADADAN KALDIRILMIŞTIR.
2017 yılında yapılan halk oylamasıyla cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçişte 118. Maddede yer alan MgK GENEL SEKRETERLİĞİNİN teşkilat yapısı ve görevlerinin düzenlenmesi halkın doğrudan seçtiği cumhurbaşkanına verilerek toplumu huzursuz eden toplumda çatışma ve kamu düzenini bozma potansiyeli taşıyan gizli yapılar kontrol altına alınmıştır.
İç güvenlik siyaset belgesinde yer alan irtica ve bölünme tehditlerinin sahte senaryolarla tolpumda algı oluşturulmasına yol açan, darbeye davetiye çıkartan mekanizmalar kontrol altına alınmıştır.
118. maddede yapılan değişiklikler de demokrasimizin gelişmesi adına atılan ileri adımlardan bir tanesidir.
9/11/1983 tarih ve 2945 sayılı MİLLİ GÜVENLİK KURULU VE MİLLİ GÜVENLİK KURULU GENEL SEKRETERLİĞİ KANUNU Madde: 12
“…Ana Hizmet Birimleri dışında gerekli görüldüğünde görevleri ve hizmet süreleri belirtilmek kaydıyla Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterinin teklifi ve Başbakanın onayı ile geçici hizmet birimleri, özel ihtisas ve araştırma komisyonları, Genel Sekreterlik Teşkilatı içinde veya dışında özel eğitim, planlama ve uygulama birimleri kurulabilir. Bunların hizmet ve çalışma sürelerinin uzatılması aynı usule bağlıdır.” (BÇG – İnternet faliyetleri vs)
(Fadime Şahin Müslüm Gündüz senaryosunda Fadime şahin’in ev telefon dinlemelerini polis kaynakları adres olarak MİT’i gösterdi) Eski mitçi Mehmet Eymür: Sisi jitem elemanı Bülent Orakoğlu: BÇG nu genelkurmaydan habersiz pkk temsilcileriyle görüşürken dinledik. Batı çalışma grubu 28 şubat sürecinde 10-11 haziran tarihlerinde yargı mensuplarına verilen iç tehdit irtica birifinklerinden sonra bakkal manav kebapçı muhallebici fişlendi.
Misafir Kalem
