Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

DİN KONUSUNDA AYRILIKLAR (IV) – Kocatepe Gazetesi

Muharrem Günay 26 Nisan 2010 Pazartesi 03:00:00
  “Allah katında din, şüphesiz İslâmiyet’tir. An­cak, Kitap verilenler, kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki ihtiras yüzünden ayrılığa düştüler. Allah’ın âyetlerini kim inkâr ederse bilsin ki, Allah hesabı çabuk görür.”(Al-i İmran 19)
Kimileri Allah’ın dosdoğru dinine girerken kimileri de Al­lah dinin­den ayrılıp ihtilâf ettiler. Peki niye ayrılmışlar bu insan­lar? Allah’ın dini dururken niye başka başka dinlerin peşine takıl­mışlar? Arların­daki azgınlıktan dolayı, samimi olmamalarından dolayı, birbirlerine düşmanlıklarından, kibirlerinden, kıskançlıklarından dolayı. Eğer bu insanlar ger­çekten din konusunda samimi olsalardı, samimiyetle Allah’a kul olmak isteselerdi, samimiyetle yollarını, dinlerini Allah’a sormuş olsalardı niye ayrılsınlar böyle? İşte Allah’ın dini ortada. İşte Allah’ın kitabı or­tada. İşte Resûlün tertemiz yolu or­tada. Ama dünya menfaatleri kullu­ğun önüne geçmiş, ihtiraslar ön plana geçmiş, azgınlaşmışlar ve her­kes ayrı ayrı yollar, ayrı ayrı dinler ortaya çıkarmışlar.
Ama kim Allah’ın âyetlerine küfreder, Allah’ın âyetlerini, Al­lah’ın dinini, Allah’ın yolunu örterek, örtbas ederek, görmezden gelerek bir hayat yaşarsa bilesiniz ki Allah hesabı çok çabuk gö­rendir, defterleri­nizi çok çabuk dürendir.
“Ey Muhammed! Eğer seninle tartışmaya giri­şir­lerse, “Ben bana uyanlarla birlikte kendimi Al­lah’a verdim,” de. Kendilerine Kitap verilenlere ve kitap­sız­lara: “Siz de İslâm oldunuz mu?”de, şâyet İslâm olurlarsa doğru yola girmişlerdir, yüz çevirirlerse, sana yalnız tebliğ etmek düşer. Allah kullarını görür.” (Ali İmran 20.)
Ey peygamberim, eğer şimdi Allah’ın dini ortadayken, Allah’ın yolu apaçık ortadayken hâlâ bu adamlar seninle tartış­maya giriyor­larsa. Tabi önce hitap Rasûlullah efendimizedir. Rabbimiz peygambe­rine ve onun şahsında da kıyâmete kadar tüm peygamber yolunun yolcusu mü’minlere diyor ki: Ey peygam­berim ve ey mü’minler, eğer din konusunda, Allah konusunda, Allah’ın gönderdiği hayat programı konusunda seninle, sizinle tar­tışmaya giriyorlarsa, deyin ki onlara, “Ben Müslümanım” “Biz Müslümanız” Ben Rabbime teslim oldum. Ben irademi Rabbime teslim ettim. Ben boynumdaki ipin ucunu Rabbime ver­dim. Tüm hayatımda sadece O’nu dinler, sadece O’nun çektiği yere giderim. O’nun seçimini kendim için seçim kabul ettim. Ben sadece O’nun benim adıma gönderdiği hayat programını uygular, sadece O’nun istediği gibi bir hayat yaşarım. Ben bir Müslümanım ve benim inandığım dinim budur. Benim yolum budur.
Böylece kendisini, inancını ortaya koyan bir Müslümanla diğer din mensupları arasında bir tartışma söz konusu olursa, öteki dinlere, öteki yollara gidenler eğer Müslümanla bir münazaraya girişirlerse, Allah diyor ki siz deyin ki ben rabbime teslim oldum. Ben Müslüman oldum deyin.
De ki, ben yönümü, benimle beraber olanlarla, benim sa­fımda olanlarla birlikte, bana tabi olup, benim dinimi, benim inan­cımı payla­şanlarla birlikte Allah’a teslim ettim. Ben yüzümü mü’minlerle birlikte Allah’a döndürdüm. Ben kendimi Allah’a teslim ettim. Benim dinim, benim yolum, benim inancım, benim tavrım budur, bundan başkasını da bilmem deyin.
Ve kendilerine kitap verilenlere, kitaptan nasibi olanlara, Al­lah’ın kendilerini kitap bilgisine ulaştırdıklarına, ehl-i kitaba ve Ümmî­lere, yâni kitap konusunda anadan doğma olanlara, kitap­tan, Allah bilgisinden habersiz hiçbir şey bilmeyenlere de ki: Yâni hem kitap ko­nusunda, vahiy konusunda bildik iddiasında bulunup, kendilerini Al­lah’ın kitaplarından birisine izâfe edip ama kitapla uzaktan ve yakın­dan hiçbir ilgileri kalmayanlara. Bizler kitap ehli­yiz, bizim de bir kita­bımız var dedikleri halde Allah’ın kitabını, Al­lah’ın dinini bir kenara bı­rakıp, bu dinin temel kaynakları olan Al­lah’ın kitabını ve Resûlünün sünnetini bir kenara bırakıp kendile­rince bir din, kendilerince bir İslam ortaya koyanlara, kendi hevâ ve heveslerine tabi olanlara ve din ko­nusunda, kitap konu­sunda hiçbir şey bilmeyen Ümmîlere de ki:
Sizler de Müslüman oldunuz mu? Sizler de Allah’a, Allah’ın di­nine, Allah’ın yoluna teslim oldunuz mu? Sizler de La İlâhe İllallah dediniz mi? Sizler de Allah ve Resûlüne evet dediniz mi? Siz­ler de teslimiyet dini olan İslâm’a girdiniz mi? Eğer onlar da Müslüman olur­larsa, onlar da Allah’a teslim olurlarsa onlar da hi­dâyeti bulmuş, hidâ­yete ermiş olurlar. Eğer gecelerinde ve gün­düzlerinde, tüm hayatla­rında kendi hevâ ve heveslerini, kendi bil­gisizliklerini bir tarafa bırakır da Allah’ın istediği biçimde Lâ İlâhe İllallah diyerek Müslüman olur­larsa, Allah’ın dinine, Allah’ın yoluna girerlerse hem dünyada, hem de âhirette kurtuluşa ermiş olurlar. Dünyaları da güzel olur, âhiretleri de mamur olur.
Ama böyle yapmazlar da Allah’tan, Allah’ın dininden yüz çevi­rirler, reddederler, küfrederlerse sana düşen de sadece tebliğdir pey­gamberim. Teslim olup kurtuluşa ererlerse ne ala, de­ğilse Allah’ın bu kitabına ve peygambe­rin örnekliliğine evet demezlerse o da kendileri­nin bileceği bir şey­dir. Sen hiç üzülme, hiç tasalanma, çünkü Allah, kullarına basîrdir, Allah kullarını her ân görmektedir.
“Allah’ın âyetlerini inkâr edenlere, haksız yere peygamberleri öldürenlere, insanlardan adâleti emreden­leri öldürenlere elem verici bir azabı müjdele.” (Ali İmran 21.)

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti