Nöbetçi Eczaneler
AKP iktidarı, 19 yılın ardından ekonomik göstergelerin tepetaklak aşağıya doğru gitmesi sonrası Damat Bey’in istifa etmesi ile yeni bir dönemin mesajlarını vermeye başladı. Adalet, demokrasi ve ekonomi alanında yeni reformların hayata geçirileceği ifade edildi. Ancak ne hikmetse Bülent Arınç tutuklu bulunan siyasiler üzerinden yaptığı açıklamalar nedeniyle fitnecilikle suçlanarak tabiri caizse kellesi alındı. Hemen ardından geçtiğimiz yıl Avrupa Birliği’ne rest çeken AKP’li Cumhurbaşkanı, geçen hafta ani bir dönüşle “Türkiye’nin yolu Avrupa Birliği’dir” deyiverdi. Bütün bunlar aklımıza hangi Erdoğan?, Hangi AKP? sorularını getirdi. Bugün ak dediğine, yarın kara diyen bir iktidarın hangi sözüne inanacağız? Gördüklerimizden hangisi gerçek AKP?
Aslında AKP ve Tayyip Erdoğan bu git-gellerin partisi desek yalan olmaz. Hayatın her alanında birbiriyle zıt fikirler, aynı kişinin ağzından birkaç gün arayla dökülüveriyor. Üstelik daha da ilginç olanı bir kısım vatandaşımızın tepkisi. Bu grup, Ak denileni de alkışlıyor, kara denileni de.
GİT-GELLERİN BAZILARI
“Benim milletimin dili tektir, Türkçedir. Ortak dil Türkçe’dir, bu gerçeği değiştirmeye yönelik hiçbir girişim kabul edilemez.” 26.12.2010
“Ben ne ‘tek dil’ dedim, ‘ne tek din’ dedim. Hiçbir yerde benim böyle bir ifadem yok. Çünkü onlar yalan makinesi. Tam aksine bizde ne var? Tek millet” 27.5.2011
“Ben ne tek dil dedim, ne tek din dedim. Hepsi yalan!” 10.04.2016
“Bedelli askerlik diye bir şey kabul edilemez! Çünkü parası olan var, parası olmayan var. Parası olan bastıracak parayı askerlikten kurtulacak, parası olmayan gidecek askerlik yapacak. Kimlerle görüştüysem ben, kenar köşedeki izbe yerlerdeki vatandaşım onlar bu işe hiç sıcak bakmıyor…” 17.03.2011
“Bedelli askerlik yasası tamamlandı. Son haline geldi. İnşallah önümüzdeki hafta bedelli askerlik ile ilgili yasayı çıkartmış olacağız.” 22.11.2011
Üstelik “Fakir çocuğunun askerlik yapması, zengin çocuğun bedel ödeyerek askerlik yapmaması olmaz”, “Şehit analarına nasıl hesap vereceğiz” diyen Tayyip Erdoğan yönetimi, sonunda askerliği tamamen paralı hale getirdi. Artık parası olan herkes bedelli askerlik yapıyor. Olmayan ise vatan savunmasına devam.
‘NATO Libya’ya müdahale etmeli midir? Böyle bir saçmalık olabilir mi? NATO’nun ne işi var Libya’da?” 1.3.2011
“NATO, Libya’nın Libyalılara ait olduğunu tespit ve tescil için oraya girmelidir.” 21.3.2011
‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ sözü koskoca bir yalandır.” 1994
“Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir.” 20.10.2016
Körfez Savaşı öncesi “Bu savaş, ABD’nin, emperyalizmi ve siyonizmi dünyaya hakim kılmak için yaptığı bir savaştır. Bu savaş için Türkiye’nin, BM kararına uyduğunu ifade ederek ABD’ye yardımcı olması, milleti aldatmaktır.” diyen Erdoğan, ABD’nin Irak işgalinin ilk günlerinde fikrini değiştirerek “Kahraman genç kadın ve erkek Amerikan askerlerinin, olabilecek en az kayıpla evlerine dönmeleri için dua ediyorum.” deyiverdi.
“Ellerine bir kağıt almış dolaşıyorlar. Büyük Ortadoğu Amerika’nın bir projesidir diye. Bunu ispat ederlerse her şey varım. İspat edemezlerse alçaktırlar, namussuzdurlar…” 22.08.2009
“Ben özellikle Diyarbakır’a çok farklı bakıyorum. Ben istiyorum ki, hani şu anda Amerika’nın da düşündüğü ‘Büyük Ortadoğu Projesi’ var ya ‘Genişletilmiş Ortadoğu’, yani bu proje içerisinde Diyarbakır bir yıldız olabilir, bir merkez olabilir. Bunu başarmamız lazım” 16.2.2004
“Türkiye’nin Ortadoğu’da bir görevi var. Nedir o görev. Biz genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika projesinin eş başkanlarından bir tanesiyiz” 25.6.2004 ve 31 ayrı konuşma da daha.
“Her evde 2-3 araba var, ne kadar refah var” 11.04.2016
“Bir ailede 2-3 tane araba var. Bunun adı israf ekonomisidir” 30.11.2016
Bu örnekler sayfalara sığmayacak kadar çok. Tekrar soruyorum hangisi gerçek AKP?
Son Söz; “İkiyüzlülük çift taraflı kesen bir kılıca benzer, bir tarafı aldattığı insanı keserken, diğer tarafı sahibini keser” .Cervantes
