“Söz ağızdayken senin esirindir. Söz ağızdan çıkınca sen onun esiri olursun” demişler. Bu söz en çok siyasetçiler için geçerlidir. Basın karşısında “belagat şehveti”ne kapılan siyasetçiler sözlerinin esiri olduklarında suçu basına atarak, yok cımbızdı, yok hikayeydi, yok etikti gibi kelimelerle durumu toparlamaya çalışırlar. “Açıklamalarımızı tam vermiyorlar” cümlelerinin anlamsız olduğunu kendileri de bilirler. Saatlerce yapılan konuşmalar tamamen gazete sayfalarına geçse sütunlar almayacağı gibi, aslında onca kalabalık sözden başlarına daha bir çok iş açılacağını da görmezler… O nedenle işini yapanların “işini neden yaptığı”nı sorgulamak yerine sözü söylerken ölçüp, tartıp öyle konuşmak gerekir. “Dilim, giydirir başıma kilim” durumuna düşülmemelidir.
YAZARLAR
TÜMÜ