Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

HARAM YEMEYEN TÜRK ORDUSU

Muharrem Günay 26 Haziran 2019 Çarşamba 13:30:52
 

Osmanlı ordusu Mısır seferine giderken, bağlık bahçelik yerlerden geçiyordu. Çevrede salkım salkım üzümler, türlü meyveler vardı.
Ordu Gebze yakınlarında konakladığı zaman, Yavuz’un kalbine bir şüphe düştü: “Acaba sahibinden izinsiz bir elma veya üzüm koparan askerim var mı?” diye düşündü. Hemen araştırılmasını istedi. Yapılan araştırmada asker üzerinde ne bir salkım üzüme ne de bir adet elmaya rastlandı. Asker bir adet üzüm tanesine dahi el sürmemişti. Durum padişaha arz edildi. Padişah rahatlamıştı. Elerini yukarı kaldırıp Yaradan’a şükretti:
“Ey Allah’ım! Bana haram yemeyen bir ordu ihsan ettiğin için sana sonsuz şükürler olsun.”
Sonra Yeniçeri Ağası’na dönüp şöyle söyledi:
“Eğer askerlerimden bir tek kimse sahibinden izinsiz bir meyve koparsaydı Mısır seferinden vazgeçerdim. Çünkü haram yiyen bir ordu ile beldelerin fethi mümkün olmaz.” (B. Ergezer, Türk Tarihinden Damlalar, s:46)
Günah İmana Zarar Verir
Bazı günahlar vardır ki, büyüklüğüne ve işleniş biçimine göre insanın imanına zarar verir. Bazı günahları işlerken de iman, günah işleyenden ayrılır gider. Çünkü iman günahla, küfürle bir arada durmaz. Peygamber Efendimiz bir hadislerinde şöyle buyuruyor:
“ – Kul zina işlerken imanı kalbinden çıkarak gölge gibi başının üzerinde asılı kalır, ancak zina işi bitince kulun imanı yerine girer.” (İ.Gazali, Mük. Kulub/135 )
İnsandan ayrılan iman, pişman olunur, tövbe edilir ve günaha dönüş kapıları kapatılırsa, geri döner. Önemli olan bir husus şudur. İmana zarar veren kötülükler, günahlar işlenirken ölüm vaki olursa, Allah korusun imansız gidilir.
Peygamber (a.s) şöyle bildirmiştir:
“-Zina eden kimse, zina ederken mümin olarak zina etmez. İçki içen kimse, mümin olarak içki içmez. Hırsızlık yapan, mümin olduğu halde hırsızlık yapmaz. Millet malı yiyen de, mümin olarak o işi yapmaz.” (Ramuz el-ehadis: 488/1)
Nitekim bir gün Sevgili Peygamberimiz e (S.A.S.), “Gerçek anlamıyla mümin bir kul içki içmez” sözleriyle neyi kastettiklerini sorarlar. O da yere büyükçe bir daire ile içine ikinci bir daire çizerek şöyle der:
“- Birinci daire İslâm, onun ortasındaki ikinci daire imandır. Kul, içki içtiği veya zina yaptığı veyahut da hırsızlık ettiğinde iman dairesinden çıkar, fakat İslâm dairesinden çıkmaz. Ancak Allah’a ortak koştuğunda İslâm dairesinden çıkar” (Dürretül Vaizin 1. cilt/225, Tercüme Abdullah Aydın)
Bu konuyla ilgili olarak yine Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor:
“Kişi zina ettiği veya içki içtiğinde, imanı kalbinden ayrılarak başı üstünde bir gölge gibi bekler. Bu kötü hareketleri terk ettiğinde ise tekrar sahibine döner”; “Kul zina ettiğinde veya içki içtiğinde Allah ondan tıpkı kişinin gömleğini başından çıkarması gibi, imanını alıp çıkarır.” (Hakim); “Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse içki içilen sofraya asla oturmaz.”, “İçki içenin sofrasına oturanı Allah kıyamet gününde kör olarak haşr eder.”
Namazın terki büyük günahların en başında yer alır.  Namazın terkinden daha büyük bir günah yoktur. Çünkü içki, zina, yalan söylemek gibi günahlar insanlar tarafından ara sıra işlenirken, namaz kılmayan birisi günde beş defa bu suçu namazı kılmamakla işlemektedir. Bu akımdan Allah katında en büyük günah namazın terkidir.
İşlenen günahları küçük görmek ve hafife almak insanı küfre götürür. Çünkü işlenen ve alışkanlık haline getirirlen her günahta insanı küfre götüren bir yol vardır. Bu bakımdan küçükte olsa işlenen her günahtan hemen sonra pişman olup tevbe etmek gerekir.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER