Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

HZ. PEYGAMBERİMİZ ZAMANINDA MÜNAFIKLAR – Kocatepe Gazetesi

Muharrem Günay 30 Eylül 2013 Pazartesi 03:00:00
  Cemaatle namaz, mescide şevkle devam, müminle münafığı ayıran bir ölçüdür. Hz. Peygamber (a.s.) zamanında cemaate devam etmeyen, İslâm toplumunun üyesi sayılmazdı. Münafıklar da ister istemez mescide devam ediyorlardı. Fakat isteksiz, üşene üşene geç gelip, namaz biter bitmez hapishaneden çıkar gibi çıkmaları onların isteksiz ibadet ettiklerini gösteriyordu. Hatta bir defasında Peygamber Efendimiz okuduğu bir hutbe sırasında bu münafıklardan 36 kişinin adını hutbede teker teker söylemiştir:
“İmâm Ahmed’in Ve-kî’ kanalıyla… Ebu Mes’ûd Ukbe İbn Amr (r.a.) dan rivayetine göre; o, şöyle demiştir: Allah Rasûlü (s.a.) bize bir hutbe okudu, Allah’a hamd-ü senadan sonra şöyle buyurdu:
“Şüphesiz sizden münafık olanlar vardır. Kimin ismini söylersem kalksın. Sonra da: Ey filân kalk, ey filân kalk, ey filân kalk, buyurup otuz altı kişinin ismini verdi ve: Şüphesiz sizde nifak (münafıklık) vardır, Allah’tan korkun, buyurdu..” (İbni Kesir, Muhammed suresi 31. Ayetin tefsirinden)
Münafıkların en önemli özelliklerinden birisi de ibadet konusunda tembel olmaları ve gevşeklik göstermeleridir.
Münafıkların bu özelliği Nisa suresinde şöyle anlatılmaktadır:
“Münafıklar Allah’ı aldatmaya çalışırlar, Allah’ da onların bu çabalarını başlarına geçirir. Onlar namaza kalktıkları zaman tembel tembel kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar ve Allah’ı pek az anarlar” (4/Nisa–142)
Peygamberimiz buyuruyor ki
Bizimle münafıkların arasını ayıran alamet, bizim yatsı ve sabah cami cemaatinde bulunmamızdır Onlar (münafıklar) buna güç yetiremezler” (Said bin Mansur ve Beyhaki / Camius Sağir, İmam Suyuti, H No: 26)
“Münafıklara ağır gelen namazlar, yatsı ve sabah namazlarıdır” (Buhari ve Müslim / Feydü’l-Kadir İmam Menavi,)
Bursa’daki altı asırlık yadigâr Ulu caminin minberinin kafesine, bir hadis-i şerif yazılıdır. O yazı, şöyledir:
(El-mü’minü fi’l mescit ke’s semeki fi’l – ma). (ve’l münafıku fi’l mescit ka’t tayri fi’l kafes) mümin mescitte sudaki balık gibidir. Sudaki balık gibi zevk içindedir, camiden çıkmayı istemez. Mesciddeki münafık da kafesin içine sıkışan kuş gibi, kaçmaya çalışır.” Aynı hadis Konya’nın Karatay ilçesindeki Selimiye camisinin giriş kapısının sağına ve soluna kitâbe olarak yazılmıştır.
“Münafıklar, Allah’ı aldatmaya çalışırlar. Hâlbuki Allah, onların oyunlarını başlarına geçirecektir. Namaza kalktıkları zaman da onlar gönülsüzce üşenerek, tembel tembel kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar ve Allah’ı pek az anarlar.” (Nisâ, 142)
Hz. Peygamber Zamanında Münafıklar
Peygamberimiz zamanında yaşayan ve çoğunluğu Yahûdi olan bu münafıkların içinde Medine civarındaki Bedevi Araplardan da vardı. Bedevi Arapların içerisinde de münafıkların olduğunu Cenâb-ı Hak, Tevbe suresi 101. âyetle Peygamberimize bildirmiştir.
Sayıları hakkında elbette kesin bir rakam söylemek mümkün değildir. Ancak Uhud Harbi sırasında, Abdullah bin Übey’e uyarak ayrılanların sayısı, üç yüz kadardı. Yâni bin kişilik İslâm ordusunun üçte biri kadar… Bu, elbette küçümsenecek bir rakam değildi ve Medine siyasî hayatında ağırlıkları bulunduğunu açıkça ortaya koymaktadır. İslamiyetten ve müslümanalardan çıkar sağlamak amacıyla Müslüman ve dindar görünen bu insanların liderliğini Abdullah bin Übeyb bin Selül yapıyordu.
Benî Müstalık Gazasında, reisleri Abdullah bin Übey, Resûlullah ve Müslümanları kastederek hakaretvâri konuşunca, bu duruma dayanamayan Hz. Ömer:
“-Yâ Rasûlallah müsaade buyur da İbni Übeyb’in boynunu vurayım.” Demiş. Peygamber Efendimiz (s.a.v.):
“Hayır, olmaz Yâ Ömer! İşin aslını bilmeyen halk; “Muhammmed ashabını öldürüyor” derler. Demişti. Hatta İbni Übeyb’in samimi Müslüman olan oğlu Abdullah Peygamberimize gelerek, “Müsaade et babamın boynunu ben vurayım.” Demiş; Fakat Peygamber Efendimiz müsaade etmemişti.
Münafıkların, Kâfirlerin Cenaze Namazını Kılma
Peygamberimiz bu münafıklara müsamahalı davranmış, hatta başta Hz. Ömer olmak üzere ashabın itirazlarına rağmen İbni Übeyb’in cenaze namazını kıldırmıştı. Bu durum üzerine münafıklardan bin kadarı samimi Müslüman olmuşlardı. Bazı kaynaklarda ise Peygamber Efendimizin kefen olarak kullanılmak üzere gömleğini göndermesinden dolayı binden fazla münafığın samimimi olarak Müslüman olduğu nakledilir. Kaynakların bir kısmında ise Peygamberimizin tevbe edip Müslüman olduğu zannıyla İbni Übeyb’in tam cenaze namazını kıldırmak üzere iken Cebrail aleyhisselamın Peygamber Efendimize engel olduğu anlatılır. Bu olaydan sonra Tevbe suresi 84. Âyet nazil olmuş; kâfirlerin, münafıkların cenaze namazlarının kılınması onlara dua ve rahmet okunması yasaklanmıştır. Bu ayetin inişinden sonra Peygamber Efendimiz hiçbir münafığın cenaze namazını kılmamış ve kıldırmamıştır. (Geniş bilgi için bak. Tevbe suresi 84. Ayetin tefsirleri)

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti