Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

İYİLİĞİ EMRETMEK KÖTÜLÜĞE ENGEL OLMAK

Bir Kur’an kavramı olan el-emr-i bi’l ma’ruf ve’n-nehyi anil münker; “iyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak” anlamına gelir. Bütün peygamberlerin ortak görevi olan bu husus, iyiliğin yaygınlaştırılıp çoğaltılması, kötülüklerin yasaklanması yoluyla toplumun ıslahını esas alır. Yüce kitabımızda Mü’minlerin özellikleri anlatılırken, Muhammed ümmetinin insanlar içerisinden çıkarılmış en hayırlı ümmet olduğu belirtilip bu ümmetin en önemli özelliğinin iyiliği emretmek, kötülükten men etmek olduğu ifâde edilir.
“Kuntum hayra ummetin uhricet lin nâsi te’murûne bil ma’rûfi ve tenhevne anil munkeri ve tu’minûne billâh(billâhi), ve lev âmene ehlul kitâbi le kâne hayran lehum, minhumul mu’minûne ve ekseruhumul fasigune “ (Ali İmran3/ 110)
“Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah’a iman edersiniz. Kitap ehli de inansalardı elbette kendileri için hayırlı olurdu. Onlardan iman edenler de var. Ama pek çoğu fâsık kimselerdir.” (Ali İmran 3/110)
Bir başka ayette ise iyiliği emreden ve kötülüğü nehyedenlerin felaha/kurtuluşa erenler olduklarına işaret edilir:
“Veltekun minkum ummetun yed’ûne ilel hayri ve ye’murûne bil ma’rûfi ve yenhevne anil munker(munkeri), ve ulâike humul muflihûn(muflihûne). (Al-imran 3/104)
“Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.” (Al-imran 3/104)
“İyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak”, Namaz, Oruç, Hac ve Zekât gibi Kuran’da emredilen ve her Müslümanın üzerine farz olan bir ibadettir. Dolayısıyla Kuran’ın pek çok ayetinde bildirilen bu ibadeti yerine getirmek iman edenlerin temel özelliklerinden biridir. Kuran’da şu şekilde bildirilir:
“Vel mu’minûne vel mu’minâtu ba’duhum evlîyâu ba’d(ba’din), ye’murûne bil ma’rûfi ve yenhevne anil munkeri ve yukîmûnas salâte ve yu’tûnez zekâte ve yutîûnallâhe ve resûleh(resûlehu), ulâike se yerhamuhumullâh(yerhamuhumullâhu), innallâhe azîzun hakîm.” (Tevbe Suresi 9/ 71)
“Mü’min erkekler ve Mü’min kadınlar birbirlerinin velileridirler. İyiliği emreder kötülükten sakındırırlar, namazı ikâme ederler kılarlar, zekâtı verirler ve Allah’a ve Resûlü’ne itaat ederler… ” (Tevbe Suresi 9/ 71)
Allah (cc), Kuran’ın birçok ayetinde Mü’minlerin birbirlerinin velileri olduklarını bildirmektedir “Veli” kelimesinin anlamı, dost, arkadaş, yol gösterici, koruyucu, yardımcı ve destekçidir. Bu nedenle Kuran’da bildirilen bu ayetin gereği olarak vicdan sahibi, güzel ahlaklı, dürüst ve samimi Mü’minler birbirlerini desteklemeli, birbirlerine dost, yardımcı ve koruyucu olmalıdırlar. İlimdeki derinliği nedeniyle “Şeyh-i Ekber” (en büyük şeyh) olarak da anılmış olan büyük İslam âlimi Muhyiddini A’râbi Mü’minlerin birbirlerine göstermeleri gereken güzel ahlak, dostluk ve yakınlığı eserlerinde şöyle açıklamıştır:
“Allah’ın Mü’min kullarına selam vermek, yemek yedirmek işlerini görmek suretiyle muhabbet göstermelisin. Şunu da iyi bil ki, Mü’minlerin tümü, tek bir insan, tek bir vücut gibidir. O vücuddan herhangi bir organ hastalanırsa diğerleri aynı acıyı ve ağrıyı çeker. Mü’min de tıpkı böyledir, din kardeşine bir musibet geldiği zaman onu kendine gelmiş gibi kabul eder. Elemi ile elemlenir. Eğer bir Mü’min diğer Mü’minlerin dertlerini paylaşmazsa, üzüntülerine ortak olmazsa, aralarında iman kardeşliği sağlanmamış olur. Çünkü Allah insan vücudundaki azalar gibi, Mü’minler arasında bir yeknesaklık (hiç değişmeyen sürekli), kardeşlik tesis etmiştir. İşte bundan dolayıdır ki Allah Resulü (s.a.v) o ünlü benzetmesini yapmış ve şöyle buyurmuştur: “Birbirlerini sevmelerinde, birbirlerine acımalarında, birbirlerini esirgemelerinde Mü’minlerin hali, tıpkı bir vücud gibidir, o vücudun herhangi bir azası rahatsız olursa, diğer azaları o rahatsızlığı paylaşır ve uykusuz kalır.” Şunu da iyi bil ki, bir mümin, kardeşi ile çok olur. Mü’min bilindiği gibi Allah’ın güzel isimlerinden birisidir. Bu vasfı müminler taşıdığında, aralarında bir kardeşlik bağı meydana gelir. Şu halde Mü’min, Mü’minin kardeşidir. Onu ne düşmana teslim eder ne aldatır ne de başarısızlığına çalışır. Kim Allah’a tam inanmış ise, -Allah’ın mümin olması dolayısıyla– onu, her işi, sözü ve halinde doğrular. İşte bu bir ismettir. (Muhyiddin İbn-i Arabi, Fütühat-ı Mekki’den-İbni Arabi, Altın Sahifeler, sf. 78-79, Pamuk yayıncılık)

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti