Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Yılmaz DÜNDAR

ŞEYTANIN KANIMIZA GİRMESİ VE ŞEYTANIN OĞULLARI

Mustafa Yılmaz DÜNDAR 24 Temmuz 2017 Pazartesi 12:34:46
 

-19-
İki haftadır birlikte tefekkür etmekte olduğumuz hadisin anlatımına devam ediyoruz.
Şeytan anlatıyor:
• Allah’tan diledim ki, ben Âdemoğullarını göreyim, ama onlar beni göremesinler.
Allah bu dileğimi de kabul buyurdu.
• Diledim ki, Ademoğullarının kan mecralarını bana yol yapa..
Bu dileğim de oldu. Böylece ben, onların arasında akıp giderim, gezerim, hem de nasıl istersem. Bütün bu isteklerim verildi, ben bu hallerimle iftihar ederim.
Ayrıca, benimle beraber olanlar, seninle beraber olanlardan daha çoktur. Böylece kıyamete kadar Âdemoğullarının ekserisi benimle beraber olur.
Küfür gözle görülemez
Devam etmek üzere hadis anlatımına bir virgül koyalım:
Şeytanlık Patronaj Sistemi için karargah ve stratejik ortaklar için Rabbinden izin alan şeytan, şimdi de gerçekleştireceği vesveselerin tesirlerinde başarılı olmak ve açık kapı bırakmamak için kendisine özel yetenekler istemektedir.
İnsanın, şeytanı ve Şeytanlık Patronaj Sistemini görememesi, yani çıplak gözle görememesi dünya hayatının, insanın imtihanının, insanın sorumlu olabilmesinin, hepsinden önemlisi Billahi anlamda imanı yerine getirebilmesinin gereğidir.
Cinn taifesinden olan şeytan dumansız ateşten yaratılmış olması sebebiyle, bunları insanın çıplak gözle görebilmesi mümkün olmaz. Ancak, hologram mekanizmasını kullanabilme izni verilenler insanın çıplak gözle görebileceği bir görüntü oluşturabilirler.
“Cinn” kelimesi aslında insanın çıplak gözle göremediği varlıklar için kullanılan genel bir isimdir.
Cinn taifesinden olan şeytanın yapısı bir tür ışın mahiyetinde olduğu için moleküler ve katı yapılı cisimlerden geçebilme özelliği de gösterirler. Konuyu anlayabilmek için x-ray ışınlarını veya lazer ışınları ile nasıl resimlemeler yapıldığını düşünebiliriz.
Şeytanlık Patronaj Sistemi de çıplak gözle görülebilen bir sistem değildir. İnsandaki iman gözle görülemediği gibi küfür de gözle görülemez; küfrün mekanizması, üreteni, yayanı, yaşatanı bir bakıma da kendisi Şeytanlık Patronaj Sistemidir.
Şeytanlık Patronaj Sisteminin çıplak gözle görülebilen üyesi insandan olan şeytanlardır. İnsandan olan şeytanlar da kendilerindeki şeytanlık sistemini göremezler.
Aslında şeytan, Şeytanlık Patronaj Sisteminin ismidir, ancak bu sistemin üyeleri olan cinn ve insanlar için de bu isim kullanılır. Bu sebeple bazen anlam kargaşası varmış gibi zannedilebilir.
Şeytandan korkarak avukatlık ve
şeytanı severek avukatlık

Şeytanın ve şeytanlığın insanlar tarafından çıplak gözle görünmeyen özelliği bazı insanlarda korkuya yol açarken bazı insanlarda da bir gizemlilik ve cazibe oluşturur ki, şeytan her iki hali de kendi görevi için avantaja çevirmeye çalışır. Bazıları şeytandan korkarak avukatlık yapar, bazıları da şeytanı severek avukatlık yaparlar.
Batıl inanışları olanlar ve bu inanışlarına göre konuşmalar, fiiller ortaya koyanlar; bu inanışlarının gereği kendilerince korunma yöntemleri geliştirenler, şeytandan ve Şeytanlık Patronaj Sistemi’nden korkarak avukatlık yapanlardır. Bu sistemi severek avukatlık yapanlar ise sihir, büyü, fal ile uğraşanlardan satanist inançlılara kadar geniş bir yelpaze gösterir.

Damarlarda dolaşan şeytan

Şeytanın kendi başarısı için istediği diğer bir yetenek ise insanların kan mecralarında, yani kan damarlarında dolaşabilmek, kanın ulaştığı tüm hücrelere ulaşabilmek oldu.
Şeytan insanların kanında öyle dolaşır ki, bu yolla o insanın vücudundaki bütün hücrelere ulaşır ve hepsine hükmeder. Elbette bu dolaşmaya izin veren insanların damarlarında!
İnsanın sadrındaki nefret kökenli kıyas şeytanlık zann alanına vesvese veren cinn şeytanlar, insan şeytanlar veya insanın kendisi mekanizmayı çalıştırır.
• Bu vesvese o insanda bir fikre dönüşür ve o insan bu fikri benimseyip uygulamak istediğinde beynin konuyla ilgili alanı uyarılır.
• Beynin uyarılmasıyla birlikte vücut o fikre ve fiile hazırlık yapar, bu amaçla konuyu ilgilendiren hormon ve enzimler sayesinde bir kan kimyası oluşur.
• Ve gereken arzuyu, isteği gerçekleştirir.
Konuyla ilgili arzu ve istek kanda bir kimya olarak önce hedef doku ve organları tesiri altına alır ama bütün hücrelere de bu kimya ulaşır.
Kanda arzu ve isteğin bütün hücrelere ulaşması aslında işi ilk başlatan vesveselerin dolaşıyor olmasıdır. Yani vesvese sahibi şeytanın kan mecralarında dolaşıyor ve istediğini yaptırıyor olmasıdır.
Bir arkadaşınız düşündüğü bir fikrini söyledi, o arkadaşınızı çok iyi tanıyor olduğunuz için bu fikrin ona ait olmadığını anladınız, fikirden de hoşlanmamıştınız. Ancak ona bu fikri verecek olan kişileri de tahmin ettiniz. Bu durumda o arkadaşınıza bu fikri beğenmediğinizi ve bu fikrin onun olmadığını belirtmek için “Senin kanına kim girdi?” dersiniz. İşte burada da siz aynı konudan, aynı mekanizmadan bahsediyorsunuz.
Şeytanın oğulları
Bütün bunlarla beraber, cinn taifesinden olan şeytanın dumansız ateşten yaratılmış ve kendine özgü ışınsal yapısının moleküler ve katı yapılardan geçebilmesi, bu yapılara sızabilmesi de göz ardı edilmemelidir.
İnsanın çıplak gözle göremediği bazı yapıların insanların dokularına yerleşmeleri, burada bazı hastalıklara sebep olabilmeleri, insanlara çeşitli tesirler yapabilmeleri de mümkün olabilecek şeylerdir.
Hadis anlatımına devam ediyoruz:
Daha sonra iblis şöyle devam etti:
“Benim bir oğlum vardır, adı ATEME’dir. Bir kul yatsı salatını ikame etmeden uyursa; gider, onun kulağına bevleder. Eğer bunu yapmasaydı, insanlar salatlarını ikame etmeden uyumazlardı.
Benim bir oğlum daha vardır ki, onun adı da MUTEKAZİ’dir. Bunun vazifesi de, yapılan gizli amelleri yaymaya çalışmaktır. Bir kul gizli bir taat işler ve bu gizliliği muhafaza etmeye çalışırsa, MUTEKAZİ ona vesvese verir, sonunda gizli amelin öğrenilmesine ve yayılmasına muvaffak olur. Böylece o amel sahibinin sevabının doksan dokuz kısmı imha olur, bir kısmı kalır. Çünkü Allah, bir kulun gizli ameli için yüz sevap verir.
Benim bir oğlum daha vardır ki, onun adı da KUHAYL’dır, görevi de insanların gözlerini sürmelemektir. Özellikle ulema meclislerinde ve hatip hutbe okurken bunu yapar ki böylece insanlar uyuklar, konuyu dinleyemez, takip edemez ve anlayamaz olurlar.
Ayrıca, hangi kadın olursa olsun, onun kalktığı yere şeytan oturur. Her kadının kucağında mutlaka bir şeytan oturur; onu kendisine bakanlara güzel gösterir ve o kadına bazı vesveseler verip kendisini göstermesini sağlar.
Hadis anlatımına devam etmek ve bu kısımla ilgili tefekkürümüzü paylaşmak üzere yarına kadar bir virgül koyalım.

 

ŞEYTANIN AVUKATI -19-

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti