Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Elif Çaylıoğlu

ŞEYTANLIK PATRONAJ SİSTEMİ 9

Şeytanlık Patronaj Sistemine karşı uyanık olalım ve korunabilelim diye iki aydır bir hadisi birlikte tefekkür etmeye gayret ediyoruz. Aslında böylece birlikte korunma duası yapmış da oluyoruz. Hani herkes teknolojiyi hedefi ne ise onun için kullanıyor ya, biz de Allah yolunda, O’nun razılığı amacıyla kullanalım istiyoruz. Hedefimiz tevhid ehli olmak, Allah’ı doğru tanımak ve bu tanıyışa göre de bu dünyada kardeşler olarak yaşamak, ölüm anında ve ahirette de Allah razılığı ile karşılanmak. Lütfeyle Allahım (âmin). Efendimiz (sav) bu hadislerinde şeytanlık sistemine ait kavramları, tuzakları açıklamakla görevli olarak gelen şeytana sorular soruyor, o da cevaplıyor. Biz işte bu soruları ve cevapları tefekkür etmeye çalışıyoruz. Hadisin ilk kısımlarında şeytan kendisi için önemli kriterleri ve kavramları açıkladı, açıklamaya da devam ediyor. Mesela kimleri, neleri ve hangi davranışları çok sevdiğini, kimlerden, nelerden ve hangi davranışlardan nefret ettiğini, yol arkadaşlarını ve sevgililerini bize tarif ediyor, tanıtıyor. Halifetullah vasıflı insanı nasıl saptırdığını, saptırmak için nasıl yöntemler uyguladığını tek tek örneklerle ve aşamalarıyla açıklıyor. Allah’ın biz kullarına bir rahmeti olarak… Alemlere rahmet, müminlere ise çok özel bir merhamet (haris, rauf ve rahim) olan Efendimiz (SAV)’in teminatı, emniyeti ve nuru ile güvenilir bilgiler alıyoruz. Çok güzel değil mi? İnşaAllah önemseyen ve ihlasla yaşayabilenler olur da daim korunuruz (âmin).
Hadis anlatımında kaldığımız yerden devam ediyoruz: Sonra Rasulullah (SAV) Efendimiz iblise bazı kısa sorular sordu ve o da cevaplandırdı. Bu karşılıklı konuşma söyle sürdü:
– Ya lâin, senin oturma arkadaşın kim?
– Faiz (riba) yiyen!
– Dostun kim?
– Zina eden!
– Yatak arkadaşın kim?
– Sarhoş!
– Misafirin kim?
– Hırsız!
– Elçin kim?
– Sihirbazlar!
– Gözünün nuru nedir?
– Evlilerin boşanması!
– Sevgilin kim?
– Cuma salâtını terk edenler!
– Ya lâin, senin kalbini ne kırar?
– Allah yolunda cihada giden atların kişnemesi!
– Senin cismini ne eritir?
– Tövbe edenlerin tövbesi!
– Ciğerini ne parçalar ne çürütür?
– Gece ve gündüz Allah’a yapılan istiğfar!
– Yüzünü ne buruşturur?
– Gizli sadaka!
– Gözlerini ne kör eder?
– Gece salât ikamesi!
– Başını yere eğdiren nedir?
– Çokça cemaatle ikame edilen salât!
Bu noktada hadisimize bir virgül koyup, bu kısmı tefekkür etmeye çalışalım.
Efendimiz (sav) çapraz sorularla ona sevgilisini, dostunu, oturma arkadaşını, yatak arkadaşını, elçisini, misafirini, onun için göz aydınlığı olan kişileri ayrı ayrı sorarak aslında esfele safilin kimliğin yani deccaliyet veri tabanının öne çıkan göstergelerini şeytanın ağzından öğrenmemizi sağlıyor. Dolayısıyla doğru inanmaya ve yaşamaya talip olanları erken uyarı sistemi ile koruma altına almaya çalışıyor. Kulu duniHi algı ve zanlarına çakılı hale getiren, mühürlenmesine yol açan, Allah dostu değil de şeytaniyetin dostu olmasına sebep olan algıyı ve onun temel davranış kalıplarını fark ettiriyor ve biz bu kimlikleri yeniden tanımlıyoruz elhamdülillah. Cuma salatını terk edenler şeytanın sevgilisi; zina edenler dostu, riba/faiz yiyenler oturma arkadaşı, sarhoşlar yatak arkadaşı, sihir ve büyü işleriyle meşgul olanlar elçisi, hırsızlar misafiri, talak silahını kullanıp boşananlar ise gözünün aydınlığı yani onu sevince boğanlardır. Böylece bizim için hem bir sözlük oluşuyor hem de korkulacak, korunulacaklar listesi…
Kur’an’da kınanan ve yasaklanan riba (paradan para kazanma, faiz), aslında doymayan nefse işaret ediyor. Doymayan nefs ribayı yasalmış gibi algılamak istese de hadisten anlıyoruz ki bizi şeytanla oturma arkadaşı yapıyor. Zina ile meşgul olan onun dostluğunu elde ediyor, sarhoşlar ise onunla aynı yatağa girmiş gibi bir konum elde ediyor. Sarhoşluk insanın akıl nurunu örtüyor, dolayısıyla hayvandan da aşağı hale düşen bu kişiyi şeytan yatağına (mahremine) alıyor. Onun bir de misafiri yani özel ağırladığı var: hırsızlar! Şeytanın hırsızla anlatmak istediği kişiler göz dikenlerdir, her yolu meşru ilan ederek başkasının elindeki imkana göz dikip hücum eden insanları şeytan hırsız olarak görüyor. Elçisi de sihirbazlar! Bu hadisteki sihirbaz kelimesi dunihi algıda müstakilen var ve muhtar güçlerin varlığını kabul eden insanları tarif ediyor, yani şeytan bu kabuldeki insanları elçi olarak kullandığını duyuruyor. Büyükelçiliklerin günümüzdeki misyonları ve yetkileri düşünüldüğünde sihirbazlar şeytan için çok sırdaş temsilciler olarak karşımıza çıkıyor. Boşananların onun göz aydınlığı kişiler olduğunu görüyoruz. Neden acaba? Boşanma süreçlerinde sözde ilahlık hissiyatlarının heva ve hevesleri için yapılan didişme, kavga hatta işlenen cinayetler şeytanı o kadar mutlu ediyor ki onun bu halini gör3en birisi ona “gözün aydın” diyebilir. Cuma salatını terk edenler yüksek bir mevki elde ederek ona sevgili payesine ulaşıyor. Buna mukabil Cuma Suresi 9. Ayete tabi olanlar da inşaAllah Allah’a sevgili konumuna ulaşırlar. Ayette “ey o vakitte salata çağrılanlar, her ne yapıyorsanız bırakıp salata (zikrullaha) koşun” buyruluyor. İnsan ya bu davete koşuyor veya bu davete kulak asmayıp şeytana sevgili olmaya koşuyor.
Efendimiz (sav)’in ikinci soru paketi içinde sıraladığı sorulardan, Allah yolunda olanların vasıflarını öğreniyoruz. Elbette bu vasıflardaki kişiler ve onların bu hayat tarzları Şeytanlık Patronaj Sistemi elemanlarını kahrediyor. Sonuçta şeytanın/şeytaniyetin kalbi kırılıyor, cismi eriyor, ciğerleri parçalanıyor, yüzü buruşuyor, gözleri kör oluyor, başı yere eğiliyor.
Şeytanın kalbini Allah yolunda cihada giden atlar (Allah için gayret ve hicrette olan nefsler) kırmaktadır. Onun cismini ise tövbe edenlerin tövbesi eritiyor. Gece gündüz Allah’a yapılan istiğfarlar ciğerini parçalıyor. Gizli sadakadan hiç hoşlanmıyor, öyle ki yüzü buruşuyor. Bir müminin gece kalkıp salat ikame etmesi ise şeytaniyet ve şeytanları kör ediyor. Kör olmuş bir Şeytanlık Patronaj Sisteminin hangi yeteneklerini kaybetmiş olacağını anlayabiliriz. Bu durumda kişinin şeytanını “kör şeytan” haline getirmesi çok önemli olarak karşımıza çıkıyor. Çokça cemaatle ikame edilen salat sebebiyle şeytanın başı önüne düşüyorsa demek ki müminlerin Billahi manada kardeşler olarak ikame ettikleri cemaatle salat sebebiyle şeytan yüksek bir çaresizlik ve başarısızlık yaşıyor, bu halinden mahcubiyet duyuyor. Elhamdülillah, öyle şükrederiz ki Allahım, bize “billahi manada kardeşler olmamızı sağlayacak ilmi ve idrakı lütfeden Allahım, öyle şükrederiz ki, öyle çok şükrederiz ki…
Nihayet anlıyoruz ki billahi anlamda iman eden bir müminin sığınışı, tövbesi, gayretleri, ikame ettiği salatı ve gizli (gerçek) infakı, bütün bunlar Allah indinde çok makbuldür. O zaman bu hallerle hallenmek biz inananlar için bir hayat tarzı haline gelmelidir. Lütfediver Allahım.
Allah’ım, Efendimiz Muhammed Mustafa (sav)’e, mübarek al ve ashabına razı ve hoşnut olduğun manada ve sayıda salat ve selam eyle. Ve ey Allahım bizi şeytaniyet için sevgili ve dost olmaktan koruyuver. Bizi şeytanla aynı mecliste ve aynı yatakta olmaktan, ona elçilik yapmaktan merhametinle kurtarıver. Bütün bu korkulanlardan daim koruyuver, umulan, arzu edilen bütün halleri ise kolayca ve geri dönüşsüz olarak ikram ediver (âmin).

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti