“RUHU SAHAYA KOYMAK”

Beşiktaş M. Başak şehir maçından sonra her iki takımın teknik direktörleri yaptıkları basın toplantıları sırasında, maçla ilgili görüşlerini anlatırlarken Sergen Yalçın: “Birinci devre sahaya ruhumuz koyduk” dedi. Okan Buruk da “İkinci devre sahaya ruhumuzu koyduk” sözlerini sarf etti.. Bilindiği üzere bu maçta Beşiktaş bir önceki maçta oynayan altı futbolcusundan mahrum olarak sahaya çıkmış ve 80 dk.  3-0 önde oynadığı maçı 3-2 kazanmıştı.. İkinci devrede de Başakşehir, mağlubiyetten kurtulmak için büyük çaba harcayarak 2 gol atmış; fakat sahadan puansız ayrılmıştı..

Cumartesi günü oynanan Boluspor –Ankaraspor maçı sırasında da tribünlerde asılı bir pankartta: “Konsantrasyon-Bedeninize ruhunuzu katın” sözleri dikkat çekiyordu.. Bu maçı da Boluspor 2-0 kazanmıştı..

Gerek Sergen Yalçın, gerek Okan Buruk, “Futbolcularım benim verdiğim taktikleri iyi uyguladılar, rakip takımı iyi analiz etmiştik. Zayıf yönlerini biliyorduk” gibi hemen her antrenörün biraz da kendilerini öne çıkaran sözleri yerine, “ruhumuzu sahaya koyduk.” özetlemesi, sanıldığından daha önemli… Çünkü bu sözler “futbolcuların ellerinden gelenin daha iyisini yapma çabaları”, ”canlarını dişlerine takarak oynamaları”, “maçı kazanmak için varlarını yoklarını amatör bir ruhla sahaya koymaları” demekti..

Kolay bir çaba değildir “ruhu sahaya koymak”… Kazanmaya yönelik bir zihniyet geliştirmekle mümkündür.. “Bir şampiyonun hem yeteneği hem de iradesi olmalıdır ama irâdenin daha güçlü olması gerekir” diyor boksun dünya şampiyonu Muhammed Ali.. Bu çaba ve futbol takımlarında “takım ruhu” diye adlandırılır.. Futbolda başarının temelinde, oyuncu ve takımın kendine olan güveni yatar; karşılaşılan zorlukların her seferinde üstesinden gelinebileceği inancı önemlidir..

Futbolda uzun vadeli ve kısa vadeli gelişme eğilimlerinin yanı sıra ve halihazır performans faktörlerini bilmek, yüksek performans isteyen bu spor dalında geleceği planlamak için temel bir önkoşuldur”. Futbol, kondisyon-teknik-taktik-psikoloji gibi fiziksel ve mental özelliklerin sentezi olan bir etkinliktir. Birbirinden ayrı düşünülemeyen bu özellikler maç boyunca ahenkli ve sürekli bir akış içinde olurlarsa maçlar kazanılır; aksi takdirde can sıkıcı sonuçlar yaşanabilir..

Üstün başarı için başta yetenek olmak üzere, fiziksel faktörlerin önemi elbette çok önemlidir; ancak performansın sürekliliği aynı zamanda psikolojik yani ruhsal sürekliliğe bağlıdır.

Futbolcular, özellikle profesyoneller, yüksek yoğunluk ve şiddet içeren antrenmanlara katılırlar; bu nitelikteki antrenmanlara dayanabilmek için de fiziksel –teknik-taktik ve pisikolojik performanslarını üst düzye çıkarmak zorundadırlar. Futbolcuların bu zorlu yolda yürüyebilmeleri ve takım oyununa uyum sağlayabilmeleri, planlı programlı antrenmanlarla mümkündür..

Kazanmaya yönelik  bir zihniyet yerleştirmek yani takım ruhunu kazandırma konusunda ısrarlı  fiziksel ve mental çalışmalar yapmak ihmâl edilmemelidir asla… Çünkü maçlar sırasında ortaya çıkan  olumsuzlukları o maç sırasında gidermek bu tip çalışmalarla mümkündür..

Yıllar önce Şampiyonlar Ligi finalinde hakem maçı üç dakika uzatma işareti verdiğinde Manchester United, rakibi Bayern Münih’ten bir gol geride yenik durumdaydı.. Rakibin kullanacağı bir korner atışı sırasında Bayern renkleriyle süslenmiş bir kupanın stada getirildiğini gören M. Unitedliler inanılmaz bir coşku ve saldırganlıkla iki gol atarak kupaya yapıştılar maç sonunda.. Çünkü “takım için” sâhip oldukları her şeyi veren futbolcular daha çoktu M. United’de..