Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

ZEKÂT VE İNFAK YAZILARI 2. Yardımın İnsanların ve Toplumların Yaşamlarındaki yaptığı değişiklikler:

Muharrem Günay 6 Temmuz 2012 Cuma 03:00:00
  1- Yardımla yoksullar korunmuş olur. Onlara yapılan maddi yardımlar, onların hırsızlık gibi kötü yollara sürüklenmesini engeller.
2- Yardım yapanla yapılan arasında sevgi ve ülfet doğar. Yardımla topluma kazandırılan insanlar kin, haset, düşmanlık gibi kötü huylardan kurtulur, kimsenin malında gözü olmaz.
3- Hz. Muhammed, Müslümanlara yardım edilenin değil, yardım eden kişi olmalarını bildirmiştir. Sıkıntı zamanında Müslümanlardan yardım, anlayış ve sevgi görenler, sıkıntılarını atlatınca, alan değil veren kişiler olmaya çalışacaktır.
4- Zekât, sadaka ve diğer maddî yardımlar, Müslümanların güçlü olmalarında, birlik ve beraberlik içinde bulunmalarında en büyük etkendir. Yardımlaşma, zenginle fakir, tokla aç arasındaki uçurumu kapatır ve sevgi, saygı bağı kurar.
5-Yardımlaşmanın yaygın olduğu toplumlarda dostluk duyguları güçlü olur. Fakirlik ve bununla gelen dilencilik ortadan kalkar.
Bismillah: “Zâlikel kitâbü lâ raybe fihi. Hüden lil müttegîne*” (Bakara/2) (O Kitap (Kur’an-ı Kerim) (Yüce Allah tarafından indirildiğine şüphe götürmeyen ve Allah’tan korkanlar için hidayete götüren bir yoldur.)
Yukarıdaki Bakara suresi 2. âyette Kur’an-ı Kerim’in hidayet yolu ve rehberi olduğu belirtildikten sonra üçüncü âyette:
“Ellezîne yü’minûne bil gaybi ve yügîmûnessalâte ve mimmâ razagnâhüm yünfigûne” (Bakara/3)
“Onlar ki gaybe iman edip namazı dürüst kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızktan Allah yolunda harcarlar.” Buyrulmaktadır. Bu âyette dikkatimizi çeken en önemli özellik “sahip olduğunuz, kazandığınız mallardan değil de “Bizim size verdiklerimizden Allah yolunda harcayın” denilmesidir.
Yine Ra’d suresinde de “Rablerinin rızasını kazanmak arzusuyla sabrederler ve namazı dosdoğru kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açıkça Allah yolunda harcarlar ve çirkinlikleri güzelliklerle yok ederler. İşte bunlar, bu hayatın akibeti kendilerinin olacak olanlardır” (Ra’d 22) aynı hitabı görüyoruz.
Yunus 66. Iyi bilin ki, göklerde ve yerde ne varsa yalnız Allah’ındır…
“Zenginlik mal çokluğu ile değil, gönül tokluğu iledir.” (İbn Mace, “Zühd”, 9)
Demek ki bu mallar, mülkler, servetler, imkânlar, fırsatlar gerçekte bizim değil-dir. Kazandığımızı, sahibi olduğumuzu sandığımız mallarımızın, servetimizin gerçek sahibi Yüce Allah’tır. Bunları belli kurallar çerçevesinde kullanmak üzere bizlere veren ve emânet eden Allah’tır. Her şeyin sahibi o’dur. Malın, mülkün, rızkın, hayatın sahibi O’dur. Bir başka yerde:
“Size ne oluyor ki Allah yolunda malları harcamıyorsunuz! Göklerin ve yerin mîrası zaten Al¬lah’ın değil midir? Sonunda hepsi O’na kalmayacak mıdır?”deniliyor.(Hadîd: 10)
Yüce Allah yukarıda mealini verdiğimiz Hadid suresi onuncu ayette bize şöyle sesleniyor:
Ne zannediyorsunuz yâni? Ölümle birlikte maddî anlamda bir şey götüremediğimize göre sonunda semâvat ve arzın mîrası Allah’a kalmayacak mı? Şu cebimizdekiler, şu kasalarımızdaki¬ler, şu koynumuzdakiler, şu boynumuzdakiler hepsi Allah’a kalmayacak mı? Bilelim ki hepimiz gideceğiz ve her şeyiniz Allah’a kalacaktır. Ne kadar akıl erdirici bir ifade değil mi? Yâni sizler tuttu¬nuz, öptünüz, sarıldınız, kasalarda, bankalarda sakladınız, kimseye zırnık koklatmadınız, hattâ yemediniz, içmediniz peki sonunda kime kalacak bunlar? Allah’a kalacaksa sonunda niye vermiyorsunuz? Niye bunu anlamaya yanaşmıyorsunuz? Diyor Rabbimiz.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti