Uşak’tan Kulay’a kadar kıvrıla kıvrıla giden yollar ve bu coğrafyaya hayat veren Gediz nehri, Kula rampasından Salihli’ye doğru inmeye başlayınca uçsuz bucaksız bir yeşil düzlük arasından İzmir’e doğru hızlanır..Kula dağlarından coşkun bir sel gibi inen ordularımız yanıp yıkılan Alaşehir’e girdikten sonra durmadılar, atlar mahmuzlandı, piyadeler uçtular Salihli’ye doğru…
“Mustafa Kemal Paşa Salihli’ye 7 Eylül 1922 günü, otomobil üstünde girdi . Başkomutan, iki gündür kaldığı Alaşehir’den, o ünlü sarı otomobili ile yola çıkmış, Mendora (Kemaliye), Durasıllı, Taytan, Kırveli üzerinden, saat 14 sıralarında, Borlu Kahveleri diye anılan yerde, Hacı Mustafa (Akiş) ve eşraf tarafından karşılanmıştır. Kent yaklaşık iki buçuk yıl işgal altında kaldığından, Kaymakam, Yunan tarafından görevden alınmış, kendilerine direnen o yılların Belediye Başkanı Hacı Davut (Ulaş) esir alınıp Midilli adasına götürülmüştü.
Karşılayıcılardan Hacı Mustafa Ağa, Başkomutan Mustafa Kemal ve beraberindeki Genel Kurmay Başkanı Fevzi (Çakmak), Batı Cephesi Komutanı İsmet (İnönü) beyleri, Kocaçeşme mahallesi Bostan sokaktaki evine misafir etmişti. Yaklaşık iki gündür yanmakta olan şehirdeki yangın neredeyse sönmek üzereydi. 1. Ordu Komutanı Nureddin Paşa Salihli’ye daha önce gelmişti.
Mustafa Kemal ve silah arkadaşları bu evde iki gece kalacaklar, yolların bozuk ve ikmalin düzenli olarak ulaşamadığı, Kütahya, Simav üzerinden gecikmeli olarak gelmekte olan 2. Ordu Komutanı Yakup Şevki (Sübaşı) Paşayı bekleyecekler ve 8 Eylül 1922 günü, Adala’daki eve ulaşan Paşa ile buluşup İzmir’e girişin planlamasını yapacaklardı.
9 Eylül 1922 günü, saat 08.00 civarında, bu kutlu komutanlar, Salihli’den, İzmir’e doğru yola çıktılar..” (Mustafa UÇAR,arşt- yazar)
“Türk’ün Ateşle İmtihanı” kitabında Halide Edip Hanım Ordularımızın Salihli’ye girişini şöyle anlatır:
“Uzaktan Salihli göründü.Bu aralık bir kumandan otomobili geçiyordu.İçnden birisi seslendi:
-Onbaşı,Salihli’ye benimle beraber gel!
-Arkadaşlarımı bırakamam,siz de bunu istemezsiniz!
-İsterim. Ben de eski arkadaşınızım…
Bu,Kemalettin Sami Paşaydı.Ordudaki kanaate göre,Kemalettin Sami Paşs,her atılan kurşuna mutlaka hedef olur.Kemalettin Sami Paşa, on sekiz yerinden yaralanmış bir askerdi.Tam o aralık önümüzdeki ağaçların arasından silâhlar atılmaya başladı.Salihli de hâlâ dumanlar tüten bir yangın yeri hâlindeydi…
O gün karargâha gittiğim zaman Mustafa Kemal Paşa yemek yiyordu. Beni de yameğe davet etti.Paşalar İzmir’e girmek için yapılacak hazırlıkları konuşuyorlardı..”
YARIN ,MANİSA’NIN KURTULUŞU-İZMİR GÖRÜNÜYOR
Agah Bıyıkoğlu
6 EYLÜL 1922, SALİHLİ’NİN KURTULUŞU BÜYÜK TAARRUZ’UN 12.GÜNÜ..
YAZARLAR
TÜMÜ