Nöbetçi Eczaneler
27 Haziran 2015 Cumartesi 03:00:00 Her dini bayramda camilerdeki sıkış tepiş hâlimizi düşünürüm. Cemaatin ön tarafından gelen “Yer yok, giriş yapılmasın” uyarıları, ayakta kalanların “Nerede kılacağız” demeleri, ardından birkaç kişinin “toparlanarak” oturuşunu düzeltmesi…
En sonunda namaz kılınması…
Bunun bir çaresi olmalı.
Bir başka nokta: Artık öyle bir hâl aldı ki Bayram Namazları, belirli cemaatler belirli camilerde namaz kılıyor. Mahallede kim varsa aynı camide…
“Hayırlı bayramlar” deyip geçiliyor.
“Musafaha” bile eski göre daha az yapılıyor.
Bayramın “bayram” gibi olması için Bayram Namazları’nın topluca kılınması yerindedir.
Bunun yurtdışında örnekleri var…
Türk Cumhuriyetleri’nin yanı sıra Mısır’da, Rusya’da hatta Yunanistan’da bile “meydanda Bayram Namazı” kılındığını haberlerde okuyoruz.
Türkiye’de meselâ 2013 yılında İstanbul’da, Sultanahmet Meydanı’nda 10 bin kişi aynı anda Bayram Namazı kılmış. “Namaz Gönüllüleri Platformu” ile “Mihrap Gönüllüleri Platformu”nun çağrısıyla bu güzellik kayda geçmiş.
Bazen Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgeleri’nde de geniş alanlarda Bayram Namazı kılındığını biliyoruz.
Afyonkarahisar’da neden Bayram Namazı’nı geniş bir alanda kılmayalım?
Tamam, Anıtpark önünü ben eleştiriyorum.
Zafer Müzesi’nin arkası da namaz kılmak için uygun bir alan değil. En azından engebeli olması nedeniyle huzurla bir namaz eda etmek zor.
Peki ya Atatürk Stadı?
Bence Bayram Namazı’nın topluca kılınması, şehirde birçok kişinin birbiriyle bayramlaşması için Atatürk Stadı uygun.
Tribünler hariç, sadece zeminde 10 bin kişi birbirine “Hayırlı bayramlar” dileyebilir.
Stat’ta 10 kişinin namaz kılmasını “İrtica hortladı” diye okumak, yorumlamak isteyen çıkar mı?
Çıkar ama hemen söyleyelim:
Bunda korkulacak bir durum yok. Aksine şehirde bir kardeşlik havasının esmesi için bir fırsat Ramazan Bayramı.
Kardeşlik havası, tüm kesimleri kucaklar.
Asr-ı Saadet’te olduğu gibi…
Daha iki haftamız var.
Tartışabiliriz…
MECLİS BAŞKANI KİM OLUR?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı için adaylar belli oldu. AK Parti’den Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, CHP’den Deniz Baykal, MHP’den Ekmeleddin İhsanoğlu, HDP’den Mir Dengir Mehmet Fırat.
Meclis Başkanlığı’nın önemi, Cumhurbaşkanlığı makamından sonra protokolde ikinci sırada yer alması.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yurtdışına gittiğinde O’na vekalet edecek kişidir. Meclis Başkanı. Bununla birlikte, Meclis’te dengeleyici, hukuku ve adaleti savunan bir hâli de olacaktır Meclis Başkanı’nın.
Adaylar arasında en iddialısı bana göre Deniz Baykal. Ne de olsa O da bir “komplo” kurbanı. Dolayısıyla mağdur.
Ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlık yolundaki engellerin kaldırılmasında da gayret gösteren bir isim.
Erdoğan’ın hatırına vefa oylarını Adalet ve Kalkınma Partisi’nden alması beklenen Deniz Baykal, MHP ve HDP’den de toplam 50 dolayında milletvekili tarafından desteklenebilir. İlk turda olmasa bile 2 veya en geç 3’üncü turda Baykal’ı Meclis Başkanı olarak görebiliriz.
