Bir ramazan ayını daha yaşıyoruz. Hayırlara vesile olur inşallah. Rahmeti, bereketi, mağfireti üzerimize olsun.
Ramazan muhasebe ve muhabbet ayıdır. Eksiklerimizi, yanlışlarımızı bu ayın kutsiyetinde düzeltme imkanımız olabilir.
Hepimiz insanız, hatalarımız mutlaka oluyor. Kusurlarımızı gidermede birbirimize destek olmalıyız. Dosta müfettişlik yapmaktan kaçınmalıyız. Cenab-ı Hak mutlak affedicidir. Allah bile kusurları örtüyor. Bize mi kalmış ifşa etmek? Gıybet ve iftira eden ölü kardeşinin etini yemiş gibi oluyor! Hani denir ya; KENDİ AYIBIYLA YÜZLEŞMEYENLER, ELİNDE FENERLE BAŞKALARININ GÖLGELERİNDE KUSUR ARARMIŞ. Ne yazık ki onlarda öyle mutlu!
Konumuza gelirsek; Dinimiz adaleti emrediyor. “ Boynuzsuz koyunun boynuzlu koyundan alacağı vardır“ diyor. Elbette her millette zenginlerde var, fakirlerde vardır. Ama yüce Türk milletinin mensupları, zengin olmanın da sosyal sorumlulukları olduğunu bilmelidir. Zenginin zenginliği ile, fakirin de fakirliği ile imtihanda olduğunu unutmamalı. Bu kutlu günlerde yine dinimizin “Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” ikazını da hatırlamak görevimizdir.
Yine yüce dinimiz;” Veren el, alan elden üstündür.” demektedir. Mağdur olanları görmezlikten gelmeyin, görürseniz mükâfatını alırsınız diyor.
Değeri dostum; Bir lokmaya muhtaç olanlar vardır. Böyle günlerde bunları arayıp bulalım. Gereken neyse yapalım. Bunun için bir kişinin imkanı yoksa toplanıp yapalım. Birbirimizi teşvik edelim.
Sofrası olmayana sofra, lokması olmayana lokma olalım.