MASKE

Korona Virüs salgını ülkemize de ulaştığında sokağa çıkan herkesin maske takmasının önemi vurgulandı. Bir adet maskenin fiyatı bir anda 50 kuruşlardan 5-10 liralara çıkıverdi. Bunun üzerine iktidar “Bizi bölemeyecekler” sloganıyla olaya el koydu!
2 Nisan tarihli açıklama ile AKP’li Cumhurbaş-kanı Tayyip Erdoğan “Kesinlikle para ile maske satışı yasaktır. Salgın bitene kadar vatandaşlarımızın tamamına yetecek maske stokumuz ve üretim planlamalarımız vardır.” dedi. Biz de maskelerimizi beklemeye başladık.
“Milletimizi bölemeyecekler”
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun Twitter’dan yaptığı paylaşımda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla e-devlet üzerinden form dolduran 20-65 yaş arasındaki her vatandaşın evine haftada 5 maskenin teslim edileceğini kaydetti.
“Asla başaramayacaklar”
5 Nisan da maskelerin, PTT kargo ile ücretsiz olarak vatandaşlara ulaştırılacağını öğrendik. Ancak hala ortada maskeler yoktu.
“Bize diz çöktüremeyecekler”
Dağıtımda yaşanan aksaklıklar daha doğrusu maskelerin dağıtılamaması üzerine 10 Nisan’da, vatandaşın talep etmesine gerek kalmadan telefonlarına gelecek şifre ile eczanelerden 10 günde bir, 5 adet maske alınabileceği belirtildi.
“Ezanı susturamayacaklar”
Şifreler vatandaşlara birtürlü ulaşmayınca “e devlet numaranızla eczaneden 5 adet maske alabileceksiniz” denildi.
“Ay yıldızlı bayrağımızın göklerde dalgalanmasına mani olamayacaklar.”
Ancak ülkenin büyük kısmı hala maske bekliyor. 55 milyon maske dağıtıldığı ifade edildi. Her kişiye 5 maske verildiğne göre toplam 11 milyon vatandaşımız maskeyle tanışmış. Geriye kaldı 70 milyon kişi. Maskelerin 4-6 saat ömrü olduğu, kullanıldıktan sonra yenisinin takılması gerektiği de düşünürsek dağıtılanlar adeta devede kulak. İnternet üzerinden ilk gün başvuru yapmama rağmen hala ne bana, ne aileme maske ulaşmadı.
Eczacılar da durumdan muzdarip. Eczane girişlerinde “maske yoktur” yazıları görüyorsunuz.
Derken normalleşme sürecine giriyoruz denildi ve maskelerin satışına izin verildi. Normalleşme sürecine girdiğimize göre göre yani salgın bitmek üzere iken yeniden maske satışına izin verildi. Vatandaşı-mız nihayet sağlığı için çok önemli bir malzemeye, kendi parasıyla ulaşacak. Yani 2. ayın sonunda, döndük dolandık, başa döndük. Hayırlı olsun.
***
Biz maskeleri beklerken öğrendik ki, Türkiye Cumhuriyeti ABD’ye, maske, koruyucu sağlık malzemesi, tulum ve dezenfektan olmak üzere önleyici sağlık malzemesi göndermiş. Türk Silahlı Kuvvetleri-ne ait nakliye uçakları daha önce İspanya, İtalya, İngiltere’nin bulunduğu 55 ülkeye sağlık yardımı yapmış. Bu arada internet siteleri ABD’nin, corona virüsü salgını sırasında da bölücü terör örgütünü yalnız bırakmayıp, PKK/YPG’ye sağlık malzemeleri verildiğini de duyurdu. Biz Amerika’ya, Amerika PKK’ya.
***
Ne güzel. Ülkemiz o kadar iyi durumda ki, insanlarımızın ihtiyacı yok ki dünyaya maske dağıtıyoruz. Bu arada henüz birçoğumuz maskeye ulaşamamışken yurt dışına maske ve koruyucu malzeme satış engelilinin kaldırıldığı duyuruldu.
***
AKP’ye destek veren kitleler bugüne kadar birçok şeyi istemeye istemeye de olsa sineye çekti. Zirveye çıkan yolsuzluklara, açılım sürecinde Habur sınır kapısında yaşananlara, açılan hendeklere, terörist başı ile yapılan görüşmelere, yandaş müteahhitlere yapılan kıyaklara, ekonomik sıkıntılara ve hatta Cum-hurbaşkanlığı sisteminin açtığı yaralara göz yummak zorunda kaldılar. Ancak bu sefer, iş değişik. Can, söz konusu, sağlık, söz konusu. Benim vatandaşım burada kendisi için çok önemli bir malzemeye ulaşamazken, Amerika’ya gönderilen uçaklar, hem de bir kez değil bir çok kez yapılan yardımlar bardağı taşırdı. Konuştuğum bir çok kişi “bu kadarı da olmaz. Bunun hesabı sorulur” diyor.
Şimdi içinizden konuyu abarttığımı, AKP çekirdek seçmeninin asla değişmeyeceğini, maske dağıtımı gibi küçük bir olayın bu denli büyük sonuçları doğrumayacağını düşünüyorsunuz. Önce şunu ifade edeyim ki Korona Virüs 125 nanometre boyuntunda bir virüs. Yani 12 milyon beşyüzbin tanesini yanyana koyduğunuzda 1.25 santimetre yapıyor. Sadece elektron mikroskopta görebileceğiniz büyüklükteki bir canlı tüm dünyayı alt üst etti.
Hatırlar mısınız, ANAP, DSP ve MHP koalisyonunda Bülent Ecevit’in başbakanlığında binlerce esnafa kepenk kapattıran, milyonlarca kişinin işsiz kalmasına neden olan 2001 krizi, ülkenin üzerinden silindir gibi geçmişti. 2001 krizinden hatırda kalan en önemli şey ise Başbakan Ecevit’e yazar kasa fırlatan esnaftı. Adeta krizin simgesi olmuştu. “Yazar kasa olayı bu ülkede her şeyin görülenin aksine cok başka bir gercekliği olduğuna kanıttır.” Bir kenara not edin. Hasan’ın Hüseyin’in ulaşamadığı, ama Joni’nin kullandığı maskeler bir dönemin mihenk noktası olacak.
Son Söz; “Kele, köseden yardım gelmez” Atasözü