SEÇİM

Malumunuz olduğu üzere seçim çalışmaları nedeniyle yazılarımıza kısa bir ara vermek zorunda kaldık. Bu süreçte Allah’a hamdolsun sözümüze itibar edip yazılarımızı okuyan dost hemşerilerimizden sürekli “hadi bakalım kaç haftadır yazı yok” diye uyarı ve destek muhabbetlerimiz oldu.
İlk turu tamamlanan seçim Allah’ın izniyle Cumhur’un zaferiyle geçildi.
Bu süreçte gerek şehrimizde gerekse tüm ülkemizde çirkin ve çirkefleşen olaylarla karşılaştık.
Üslûb kimliktir.
Tüm azalar bir bütün olarak üslûbun isteği doğrultusunda hareket ederler.
Böylece, insanları tanımak istiyorsanız onları izleyin.
Üslûb, gizlenemez ve de yadsınamaz biçimde, kâlpte olanın bir dışavurumudur.
Beden ölür, çürür, cana bakın siz. Kim kiminle yürür, ona bakın siz. Rahmetli Karakoç’un bu dizelerini meydanlarda bir çok kez duyduk işittik fakat gördük ki bu sözler büyük bir hakikati işaret ediyor bize çünkü her kuş alayı ile uçuyor…
Maddeye, çıkara, makama, şahsi ihtiraslarına yenik düşenler kendi en tepede dev aynasında görüyordu…
Tabii manaya, maneviyata karşılıksız sevdaya talip onları da hiç görüyor küçümsüyordu…
Şehrimizde de ülkemizde de durum ortada yine karşılıksız sevenlerin zaferiyle “Büyük Türkiye Yüzyılı” Allah’ın izniyle yoluna kaldığı yerden devam ediyor.
Temsil ettiğimiz partimizi ve bizleri az görenler için.
Biraz günümüzden Osmanlı Devleti’nin kuruluş yıllarına gidelim…
Osmanlı Beyliği 1299’da Söğüt’te kurulduğu zaman 400 atlıya sahip bir uç beyliği iken, 1326-Bursa fethinde Orhan Bey, 38 bin atlıyı kumanda ediyordu. Bu asker artışı nereden geliyordu..?
Fethedilen topraklardan toplanamazdı. Çünkü bunların ahalisi Türk değildi. 400 çadırlık Karakeçili aşireti 27 senede bu kadar çoğalamazdı.
Anadolu Selçuklu Devleti artık yoktu. Yani oradan asker temini de mümkün değildi.
O halde nerden geliyordu bu asker..?
Öyle anlaşılıyor ki;
Bizans hududundaki bu beylik bütün Türk Dünyasının “ülküsünü” temsil ediyordu.
Türk Âleminin, Fetret Devrinde bile aşkla vazgeçmediği “İstanbul’un Fethi ve Türk Cihan Hakimiyeti Mefkûresi” idealinin mümessili sayılıyordu.
Bu “milli şuur” Türk komutan Ebu Müslüm’in memleketi Horasan’dan;
Çaka Bey’in memleketi güzel İzmir’e kadar her yerdeki Türk’ü Osman Beyoğlu Orhan Bey’in açtığı mukaddes sancağın altına çekiyordu.
O zamanların Anadolu coğrafyasında büyük bir siyasi dağınıklık görünüyor; buna mukabil fikri ve manevi bir oluş açıkça kendisini gösteriyor.
Moğol orduları önünden kaçarak Anadolu’ya sığınan tasavvuf erbâbı, Horasan erenleri, dervişler, alpler, abdallar burada yepyeni bir ümit dünyası oluşturuyorlar ve istikbale “ümitle bakmayı” telkin ediyorlardı.
Aynı mübarek Anadolu topraklarında yaşayan TURAN ülküsüne inanmış, civan yiğitlerin Osman Bey oğlu Orhan Bey misali, “Cumhur ittifakı” Ulu Çınarı gölgesinde toplanmaya başladığını görmekteyiz.
Ülkemizin denge ve denetleme konusunda vatandaşımın itimat ettiği hep söylediği gibi sigorta durumunda olan MHP BİTTİ Kronolojisiyle başlayan tüm anket ve kirli propagandacıların taraflı söylemlerinin geride kaldığı bir seçimi daha geride bıraktık…
Yıllardır süre gelen yalan ve iftira dolu bu hikaye;
1980- Darbe oldu MHP bitti
1991/92- MHP bölündü, bitti
1997- Türkeş öldü, MHP bitti
2002- Baraj altı, MHP bitti
2016- Değişim olmazsa MHP bitti
2017- İP kuruldu MHP bitti
2022- Zillet kuruldu MHP bitti
2023- Yüzde 5 alır ve MHP BİTER şeklinde devam edip gider.
Şunu kimse unutmasın;
MHP’nin bitmesi için Nuh Tufanı gerekir…
Aslolan budur ki! Var olduğu günden bugüne MHP’siz bir karar mekanizması yoktur ve olmayacaktır! Fitneciler görevine devam edebilir, sonuç ne olursa olsun Ülkücüler birbirinden asla vazgeçmemiştir! Hareketin Liderine olan güven, Türkiye genelinde tasdik olmuş ve Ülkücünün sağduyusu galip gelmiştir. Yapılan seçimler vatana millete hayırlı olsun! Hüküm Türk Milletinindir! Söz Milletindir, Gelecek Milletindir. İlk turda alınan ve ikinci turda alınacak olan sonuçlarının devletimiz ve milletimize; güçlü bir gelecek getirmesini Cenabı Hak’tan niyaz ederim.
Saygılarımla…