Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Murat Arısoy

Yalana yalan demek suç – Kocatepe Gazetesi

Murat Arısoy 26 Aralık 2011 Pazartesi 02:00:00
  Fransa Meclisi, Ermeni Soykırımı Yalanı’nı inkârı suç sayan yasa teklifini kabul edince, tarih-ten örnek vermeye başladık. Kanuni Sultan Süleyman’ın “Ben ki” diye başlayan o uzun nitelemelerinden Fransa Kralı’na “Sen ki Fransa Kralı’sın” diye devam eden mektubunu gündeme getirdik. Gurur duyduk.
Ancak soykırım yalanını inkârın suç sayılması, gururlanarak, tarihten misallerle örnek vererek aşılabilecek bir durum değil.
Çok açık: Ortada bir yalan var. Ve siz Fransa’da “yalan”a “yalan” derseniz suçlu sayılacaksınız.
Sizden “yalan”ı “doğru” olarak kabul etmeniz isteniyor. Yoksa…
Yoksa “yasaya karşı gelmek” suçundan artık hapis cezası mı alırsınız, para mı ödemek zorunda kalırsınız, Fransa adaletinin keyfine kalmış.
“Yalan”a “yalan” demek, Fransa dışında pek çok ülkede yasak hâle geldi. Ve Türkiye, ilgili ülkelere gözle görülür hiçbir yaptırım uygulamadı.
***
Hatırlarsınız, 2005’in Temmuz ayında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in de aralarında bulunduğu pek çok bilimadamı, demokratik kitle örgütü temsilcisi, siyasetçi İsviçre’ye gitmişti. İsviçre’de “Ermeni Soykırımı, uluslararası bir yalandır” dediler hep bir ağızdan. Aslında bu hareket, hem şimdiki Milliyetçi Hareket Partisi Kayseri Milletvekili ve o dönem Türk Tarih Kurumu Başkanı olan Yusuf Halaçoğlu’na desteği, hem de Türkiye’de bir bilinç oluşturmayı hedefliyordu. Halaçoğlu da Mayıs 2005’te yine İsviçre’deki bir ziyaretinde “Ermeni Soykırımı yoktur” dediği için sıkıntı yaşamıştı.
2007’nin Mart ayında Perinçek’in “Soykırımı inkâr” ile suçlandığı mahkeme görüldü. Perinçek, ceza aldı. Mahkemeye Dışışleri Bakanlığı’ndan alt düzey bir diplomat katılmıştı o kadar. Hiçbir tepki verilmedi.
***
Devlet kurumlarının, hükümetin ve vatandaşların dikkatini çeker mi bilmiyorum. Fakat düşüncemi paylaşayım:
Ermeni Soykırımı Yalanı’nın bize kabul ettiril-meye çalışılmasındaki amacın ardında tazminat ve toprak talebi yatıyor olabilir. Bunları belirtmek ve uyanık olmak gerek.
Ama asıl istenen, en okumuşundan en okumamışına kadar, en milliyetçisinden en anarşistine kadar herkesin kafasında “vatan savunması” kavramını sarsmak. Çünkü “vatan savunması” kavramını sarstığınız vakit, ya “Ben bu vatanın nesi için mücadele edeyim ki” tafrasını doğurur; ya da muhtemel bir işgal sırasında “İşgale karşı koyarsam, yine ‘soykırımcı’ derler mi” sualinin oluşmasına yol açar.
Zira Türkiye, 1915-1923 arasındaki süreçte çok ciddi bir “vatan savunması” imtihanından geçmiş, bu imtihandan da alnının akıyla çıkmıştır. Şimdi ülkeler, meclisler tarih yapmaya kalkışıp “Türkler vatan savunmadı, birtakım milletlere zulmetti” fikrini yaygınlaştırmaya çalıştıkça, şöyle bir fikrinizi ölçüp tartın… “Ver-kurtul”cu bir evrim içine girmiyor musunuz yavaş yavaş? 24 Müslüman ülkenin sınırlarını değiştirmeye yemin edenler, Büyük Ortadoğu Projesi’ni yürütenler, kimi bölmek istiyor sizce?
***
Biz, ülkemiz işgal edilirken, işgalcilerle olduğu kadar işbirlikçi unsurlarla da mücadele etmek zorundaydık.
İşte bizim yüksek sesle haykırmamız gereken budur. Biz soykırım yapmadık, vatan savunduk. Bakın, suikaste kurban giden gazeteci Hrant Dink, meydana gelen olaylarda emperyalizmin parmağının olduğunu, 2006’da katıldığı bir konferansta şöyle açıklamıştı:
“Ermeniler Avrupa ve Rusya’ya güvendiler. Ama sonra ortada kaldılar. Aman dikkat! Başkalarına güvenmek bir milletin sonu oldu. (ABD, Kuzey Irak’ta başardı, burada neden başarmasın?)” anlayışına kapılmamalı. Ne olursa olsun Kürt ve Türkler birlikte ve iç içe yaşamalı. Burada Kürt ve Türklere büyük görevler düşmektedir.”
***
Taşnuksütyun Partisi’nin liderlerinden Ovannes Kaçaznuni de 1923 yılında Yurtdışı Parti Kongresi’nde sunduğu raporla Türklerin vatan savunmasının icabını yerine getirdiğini, çok sade bir dille anlatmış. Rapor, Kaynak Yayınları tarafından “Taşnak Partisi’nin Yapacağı Bir Şey Yok” adıyla yayınlandı.
***
Bir de şunu diyeyim: Fransa mallarına boykot kampanyaları başlatılıyor. Pek güzel de…
Yılların Tikveşli yoğurdunu “Danone” yapanlarda hiç mi kabahat yok?

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti