Nöbetçi Eczaneler
Toplumu ayakta tutan bir kurum olarak aile, pek çok fonksiyonunun yanında bireylerine değer kazandıran bir eğitim yuvasıdır. Allah’a ve topluma karşı görev ve sorumluluklarını, sevgiyi, saygıyı, iyiliği, doğruluğu, sabretmeyi ailede öğrenir insan. Zamanı en güzel şekilde değerlendirmeyi, tüm bu değerleri hayatına nasıl uygulayacağını da ailede öğrenir.
Rabbimizin her insana sınırlı olarak verdiği ömür, hem sonsuz mutluluğa ulaştıracak bir imkan; hem nasıl harcadığımıza göre karşılık bulacağımız bir imtihandır. Günümüzde zaman eski devire oranla daha hızlı akmakta ve bu hız, imtihanı zorlaştırmaktadır. Gittikçe yaygınlaşan ve bireylerin hayatında daha çok yer tutan iletişim araçları, zamanı yutmaktadır adeta. Söz konusu iletişim vasıtaları doğru kullanılmadığında ve kendilerine bağımlı hale gelindiğinde anlamını yitiren zaman, değerlendirilmesi gereken bir nimet olmaktan çıkıp tüketilmesi gereken bir nesneye dönüşüvermektedir. Üstelik bittiğinin farkında olmayarak harcanan bir sermaye misali ömrümüzden akıp gitmektedir.
Oysa Yüce Rabbimiz: “Asra yemin ederim ki, insan gerçekten ziyandadır. Ancak iman edip yararlı işler yapanlar, birbirine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler başkadır.” (Asr Sûresi, 103/1-3) buyurmaktadır.
Yine Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyurmuştur: “İki nimet vardır ki insanların çoğu onları değerlendirme hususunda aldanmıştır. Sağlık ve boş zaman.” (Buhârî, Rikâk,1)
Değerlendirilecek en güzel vakitleri anlatırken İmâm Hasan b. Ruşeyk şöyle der:
“Tefekkür deryâsının kilitlerini açmak için, seher vakti uykudan kalkıp çalışmaktan daha iyi bir anahtar yoktur. Çünkü insan o vakit dış alâkalardan, dünya endişe ve ihtiraslarından uzaktır. Rabbiyle beraberlik zamanına girmiştir. Bedeni dinlenmiş, kendine gelmiş, tazelenmiş ve zindeleşmiştir. Velhâsıl, havanın en güzel, esintinin en tatlı olduğu vakit ve gece ile gündüz arasındaki en müsait zaman, seher vaktidir. Zira seherde, aydınlık karanlığın üzerini kaplamaktadır.” (Bkz. Ebû Gudde, Zamanın Kıymeti, s. 86)
Müslümanların sadece kendi zamanlarını değerlendirmeleri sınavı geçmelerine yetmez. Çünkü aile bireyleri birbirine emanet olduğu gibi çocuklarını en güzel şekilde eğitmek de anne-babanın sorumluluğudur. Allah Resulü (s.a.s); “Çocuk yedi yaşına girdiğinde namaz kılmayı öğretmeyi” (İbn Hanbel, Müsned, 3/404; Ebû Dâvûd, Sâlât, 25-26) tavsiye ederken de çocuklarda zaman bilincini oluşturmanın önemine işaret etmektedir.
En güzel atasözlerimizdendir “Vakit Nakittir” sözü. Aslında nakit ile peşin anlamına dikkat çekmektedirler. Zaman peşindir ve anında tükenir, geri dönüşü ve tekrarı olmayan bu kıymetli hazineyi ölçülü ve yerinde tüketmek mümin olmanın gereğidir.
“O halde önemli bir işi bitirince hemen diğerine koyul. Ve yalnız Rabbine yönel.” (İnşirah Sûresi, 94/7-8) ayet-i kerimesi gereğince bir hayat sürmek duası ile…
(Alıntı: Diyanet İşleri Başkanlığı “Aile Dergisi”, “Ailemin Sohbet Günlüğü” Kitabı ile Abdulfettah Ebû Gudde’nin “Zamanın Kıymeti” Kitabı)
Misafir Kalem
