Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Yılmaz DÜNDAR

Edep; Ya Hu – 28

Allah’a hakkıyla kulluk görevini yerine getiren, işin tabiatı gereği içinde yaşadığı insanlar arasında veya kendisini ilgilendiren insanlar arasında emin ve iyi bir insan olarak tanımlanacaktır, kendisi böyle bir gayrette ve iddiada bulunmamasına rağmen, emin ve iyi bir insan olarak tanımlanacaktır. Çünkü iyi bir kul işin tabiatı gereği iyi bir insandır. Oysa yalnızca iyi insan olan birisi için “o aynı zamanda iyi bir kuldur” diyemeyiz. “İyi bir insan olabilmek” ana başlığı altında “iyi bir kul” olmak yoktur. Bu bakışla, Muhammedî idrakta olmayan birisini de çevresi “iyi bir insan” olarak tanımlayabilir. Konunun anlaşılabilmesi ve ilerleyebilmek için “iyi kul” ve “iyi insan”ı karşılaştıralım, iyi bir insan ne yapar, iyi bir kul ne yapar?
İyi bir insan insanlara yalan söylemez, iyi bir kul Allah’a yalan söylemez. Bu çok önemli bir özelliktir, ama bize hiç öğretilmediği için Allah’a yalan söylememek ne demektir bilmiyoruz. Oysa yalnızca bundan sorumluyuz, yani Allah’a karşı yalan söylememekten. Yalnızca bundan sorumluysak, insanlara yalan söyleyebilir miyiz? Allah buyuruyor: “İyi bir kulsan Allah’a yalan söyleme! Bana yalan söylemeyen yarattıklarıma nasıl yalan söyler? Mümkün değil, yarattıklarıma da yalan söylemez.” Demek ki, bu da sana Allah’ın emridir. Ama o işi sen “iyi insan olmak” için yapmıyorsun, “Allah’ın emri/önerisi” diye yapıyorsun. İşte bu ikisi birbirinden çok farklıdır!
Espri tarzında bir şey anlatılır. Hesapta zorda kalan bir kişi; “Allahım ben dünyada çok iyi insan bilinirdim, bana hep aferin derlerdi, benim burada alacağım bir şey yok mu?” dediğinde ona; “orada almışsın, aferin demişler, yaptıklarının karşılığı o! Onlar için yapıyordun onlar da aferin demişler” denir. Allah için yapmak, yani kulluk yapmak ayrı bir iştir ve bu O’nun kulu olmanın değil, O’na kulluk yapmanın içerisindedir. Zaten O’nun kullarıyız!
Yaratılanlara yalan söylememek öyle önemlidir ki; bir hadiste Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem buyurur: “Elinizde bir ot, bir yiyeceği şey yokken bir hayvana elinizde sanki bir şey varmış gibi “gel, gel” işareti yapıp onu kandırmayın.” Ona bile yalan söylemeyin! İşte bu, “iyi kul olma” alt başlığının gereğidir. Yani biz böyle davranmakla Allah’a yalan söylememeyi öğreneceğiz.
İyi bir insan insanlara iftira etmez, iyi bir kul Allah’a iftira etmez.
İyi bir insan insanları kandırmaz, iyi kul Allah’ı kandırmaya kalkmaz, Allah’ı kandırmak için davranmaz.
İyi bir insan insanlara verdiği sözü tutar, iyi bir kul Allah’a verdiği sözü tutar.
İyi bir insan insanlara kibirli davranmaz, iyi bir kul Allah’a kibirle yaklaşmaz.
İyi bir insan emanete hıyanet etmez, iyi bir kul Allah’tan olan emanete hainlik yapmaz. Allah’ın ona emanet ettiklerine hıyanet etmez.
İyi bir insan insanlara nankörlük yapmaz, iyi bir kul Allah’a karşı nankör olmaz.
İyi bir insan en azından canlıların ihtiyaçlarına yönelik fedakârlıklar yapar, iyi bir kul Allah’ın emri olan zekât ve sadaka gibi önerileri yaparak “infak’ı” gerçekleştirir. Böyle olunca, tüm fedakârlıklar infakın zaten içerisinde yer alır ve sevaba, ibadete bürünerek üst seviyede cereyan eder.
İşte Kur’an bize bütün bunları “Allah için, Allah’a ve Allah’la” ve dahi “İllallah, İlla Billâh” olarak nasıl başarabileceğimizi öğretir, öğütler. Kur’an ister ki; “sen O’ndan razı, O da senden razı” haline ulaşabilesin. Ama dünya hayatı kurallarıyla bunları öğrenemezsiniz. Tecrübe yapacak şansınız da yok.
Bu yüzden, bunları bize Kur’an öğretir, Allah öğretir…

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti