Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Yılmaz DÜNDAR

Edep; Ya Hu -300- BİR LOKMA, BİR HIRKA…

Yunus (24): “Dünya hayatının misali, gökten indirdiğimiz bir su gibidir ki, insanların ve hayvanların yiyeceklerinden olan yeryüzü bitkileri o su sayesinde gürleşip birbirine girer. Nihayet yeryüzü ziynetini takınıp, (rengârenk) süslendiği ve sahipleri de onun üzerinde kudret sahibi olduklarını sandıkları bir sırada gece veya gündüz ona emrimiz (afetimiz) gelir de onu sanki dün yerinde yokmuş gibi kökünden koparılarak biçilmiş bir hale getiririz. Tefekkür edecek bir kavim için ayetlerimizi böyle açıklıyoruz.”
Kehf (45): “Onlara şunu da misal göster: Dünya hayatı, gökten indirdiğimiz bir su gibidir ki, bu su sayesine yeryüzünün bitkisi (önce gelişip) birbirine karışmış; arkasından rüzgârın savurduğu çerçöp haline gelmiştir. Allah her şeye Muktedir’dir.”
Zümer (21): “Görmedin mi? Allah gökten bir su indirdi, onu yerdeki kaynaklara yerleştirdi, sonra onunla türlü renklerde ekinler yetiştiriyor. Sonra onlar kurur da sapsarı olduklarını görürsün. Sonra onu kuru bir kırıntı yapar. Şüphesiz bunda Lüb sahipleri için bir öğüt vardır.”
Hadid (20): “Bilin ki, dünya hayatı ancak bir oyun, eğlence, bir süs, aranızda bir övünme ve daha çok mal ve evlat sahibi olma isteğinden ibarettir. Bunlar bir yağmur misali gibidir ki, onun nebatı küffarın (ziraatçının) hoşuna gider. Sonra kurur da sen onun sapsarı olduğunu görürsün; sonra da çerçöp olur. Ahirette ise çetin bir azap vardır. Yine orada Allah’ın mağfireti ve rızası da vardır. Dünya hayatı aldatıcı bir yararlanma yerinden başka bir şey değildir.”
Kehf (32-44): “(Rasülüm) onlara misal olarak şu iki adamı anlat: Onların birisine üzümlerden iki bahçe verdik, bahçelerin etrafını hurma ağaçlarıyla halkaladık, aralarında da ekinler oluşturduk. Bağların her ikisi de yemişlerini vermiş, ondan hiç bir şeyi noksan bırakmamışız, iki bağın ortasından bir de nehir fışkırtmışız. Bu adamın başka geliri de var. Bu yüzden arkadaşıyla (misaldeki diğer adamla) münakaşa ettiği bir sırada ona şöyle dedi: ‘ben servetçe senden daha zenginim. İnsan sayısı bakımından da senden daha güçlüyüm.’ Böyle bir mütekebbir davranışla nefsine zulmeden olarak bahçesine girdi şöyle dedi: ‘Ebediyyen bu imkânımın yok olacağını zannetmiyorum. Kıyametin kopacağını da sanmıyorum, şayet Rabbimin huzuruna götürülürsem, hiç şüphem yok ki, (orada) bundan daha hayrlı bir akıbet bulurum.’ Konuştuğu arkadaşı ona dedi ki: ‘Sen, seni topraktan, sonra nutfeden yaratan, daha sonra da seni bir adam biçimine sokan Allah’ı inkâr mı ettin? Fakat O Allah benim Rabbimdir, ben Rabbime hiçbir şeyi ortak koşmam. Bağına girdiğinde ‘MâşâAllah! La kuvvete illa Billâh!’ deseydin ya! Eğer malca ve evlatça beni kendinden daha güçsüz görüyorsan (şunu bil ki): Belki Rabbim bana, senin bağından daha iyisini verir, senin bağına ise gökten yıldırımlar gönderir de bağ kupkuru bir toprak haline gelir. Yahut, bağının suyu dibe çekilir de bir daha onu arayıp bulamazsın.’ Derken onun serveti kuşatılıp yok edildi. Böylece, bağı uğruna yaptığı masraflardan ötürü ellerini oğuşturup kaldı. Bağın çardakları yere çökmüştü. ‘Ah!’ diyordu, ‘keşke ben Rabbime hiç ortak koşmamış olsaydım!’ Dunillahi yardımcılarının bir faydası olmadı ve kendi kendini kurtaracak gücü de yoktu. İşte burada velayet Hakk olan Allah’a mahsustur. Gerçek mükâfatı (bilen ve) veren O, akıbetin en güzelini de (bilen ve) veren yine O’dur.”
Hud (24): “Bu iki fırkanın misali kör ve sağır ile gören ve işiten kimseler gibidir. Bunların hali hiç eşit olur mu? Hala ibret almıyor musunuz?”
Ayetlerin meallerini okudunuz, bu ayetlerdeki Allah misallerini birlikte analiz edeceğiz. Bu Allah misallerinde şöyle bir özellik var: Hepsi dünya hayatını ele alan, dünya hayatını konu yapan Allah misalleri. İnananlar için verilen bu misaller konu itibariyle birbirleriyle ilişkili ve birbirlerini tamamlayan güzel bir kompozisyon oluşturmaktadır, bu ayetlerden bir kompozisyon şekillenmektedir. Bu kompozisyonun giriş bölümünü Hadid-20, gelişme bölümünü Yunus-24, Kehf-45, Zümer-21 oluşturmaktadır. Kehf 32-44 ayetleri bu kompozisyonun konusu ile ilgili bir vaka takdimidir. Hud-24 ise kompozisyonun ana fikrini ve sonuç bölümünü oluşturmaktadır. Bu bakışla kompozisyonumuzu ele almaya çalışacağız.
Allah misalleriyle oluşan bu kompozisyon dünya hayatı ve dünya malı konularını ele aldığı için, bir son sözün, hemen şimdi ilk sözler arasında söylenmesi gerekmektedir, konu itibarıyla böyle bir mecburiyet hasıl olmuştur. Bu okuduğumuz Allah misallerine bakıp da “dünya hayatı ve dünya malı gibi şeyler inananlar için değersiz olmalıdır, onlar kötü şeylerdir” sonucunu çıkarmak çok yanlıştır. Burası çok önemli! Müslümanlar için çok önemli! Bu okuduğumuz Allah misallerine bakıp sonra da “dünya hayatı ve dünya malı gibi şeyler inananlar için değersiz olmalıdır, onlar kötü şeylerdir” sonucunu çıkarmak çok yanlıştır. Böyle sonuçlar inanmayanların, inkârcıların Müslümanlara kasten bellettikleri şeylerdir. Ayrıca, uzak doğu felsefelerinin etkisinde yetişmiş Müslümanların ve o felsefelere ait yanlış bakış açılarını İslam’ı anlatan yapılarına taşımaları da bu bakış açılarının İslam’dan sanılmasında etkili olmuştur. Bu yanlış anlaşılmalarda bütün bunların payı vardır. “Bir lokma bir hırka” felsefesi denilen bakış açısı İslam’a kesinlikle uygun değildir.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti