Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Yılmaz DÜNDAR
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

KADIN VE ERKEK NASIL KURTULUR?

Mustafa Yılmaz DÜNDAR 16 Mart 2018 Cuma 14:08:38
 

– 131-
Öncelik ve telaş hep bu: Allahım indinde makbul olmayan, razı olmadığın arzu ve isteklerden, heva ve heveslerden, hal hareket ve davranışlardan, fikir ve inanışlardan beni hayrlısıyla, kolaylıkla ve lütfunla koruyuver ve kurtarıver. Bunlardan beni koruyuver Allahım (âmin).
KESİN OLAN CEHENNEM,
HERKESİN GÜZERGÂHI ÜZERİNDE
Bunu fark ettikleri için Efendimiz (SAV)’in meclisinde Sahabe’nin telaşı da bu: Biz cehennemde ne yaparız, orayı nasıl hallederiz? Hep bu telaşın içerisindeler! Çünkü Nebe-21 var: “Kesinlikle cehennem herkesin güzergâhı üzerindedir.” Kesinlikle! Dolayısıyla, cennette ne yapacağız telaşı değil, kesin olanın telaşı lazım! Kesin olan cehennem, herkesin güzergâhı üzerinde. O güzergâhta ne yapacağız telaşı çok önemli. Örtücülükten, ilahlık iddiasından kurtulamayan cehennemden de sıyrılamaz. Bunu bilenin telaşı “ben nasıl örtücü olmam ve ben nasıl cehennemden (örtücülükten) kurtulurum?” telaşıdır. Bu telaş her saniyemizi almadıkça olmaz… Bu telaş bizi mutlaka sarmalı, mutlaka… Sıkışıklığı olan bir iş adamını düşünün, ancak uykuya dalabilirse rahatlar. Çünkü uyanır uyanmaz aklına “bu iş nasıl hallolacak” sıkıntısı geliyor. Demek ki vücutta o mekanizma var, uyanır uyanmaz sıkıntısı akla geliyor. Ama o mekanizmayı insan dünya hayatında kullanıyor. Onu bizim için çok öncelikli olan bu yolda kullanmalıyız. Hem böylece, “Allah’ın verdiğini Allah yolunda infak etmiş” oluruz. Allah insana bir mekanizma vermiş, “telaşlansın, uyanınca telaşı aklına gelsin” demiş. Bu bir mekanizma, bunu Allah yolunda kullanırsanız “infak” etmiş olursunuz. Allah’ın verdiğini Allah yolunda kullanmak, onu infak etmektir. Aksi halde o ilan edilen ilahlık yolunda kullanılıyor. Telaşımız bu olmalı. Telaşı “cehennemden kurtulmak” olan kişi gece uyanır uyanmaz; “Ben cehennemden nasıl kurtulurum, ben örtücü olmaktan nasıl kurtulurum?” demeye başlar… Bu telaş insanı yakmadan tasavvufta ilerleyemez, mümkün değil! Kişi ancak o zaman görür ki tek günah budur. Günahla ilgili ciltlerle kitap olsa da, bu yola giren için başlangıçta asıl günah budur: Örtücü olmak.
SALÂTSIZLIK İNSANI YANİ ÖRTÜCÜ İLAHI ÇILDIRTIR
Bu telaş nasıl başlar? Kişide bu telaşı başlatacak, bu idrakın açılmasını sağlayacak en önemli şey salâttır, salât ikamesidir. Hadisi hatırlayacaksınız: “İman ehliyle küfür ehli arasındaki fark salâtın terkidir.” Tek başına çok ciddi, çok korkutucu, çok uyarıcı, çok dikkat etmemiz gereken bir hadis! Salât ikame etmiyorsa kişinin kitapları devirmesi, yazıları okuması, toplantıdan toplantıya koşuyor olması bir önem taşımaz. Salât ikame etmek olmazsa olmaz şarttır; salât ikamesine lütfen çok önem verelim. Neden? Bir kere, salâtsızlık insanı çıldırtır, dikkat edin, salât ikame etmemek insanı çıldırtır. Salât ikame etmeyen kişi ne yapacağını şaşırır, çıldırır. Bu yüzden çıldırtmayacak şeyler arar. Gider ne kadar işe yaramaz, haram yeni şeyler çıkmışsa getirir yığar, hevesi neyse… Onu oyalayacak ne tür arkadaşları varsa onları arar, “boşum” der. Yoksa çıldırır. Salâtsızlık insanı yani örtücü ilahı çıldırtır. Örtücü ilahlıktan insanı koruyacak, onu çıldırtmayacak, onun akıl sağlığını cennete uygun tutacak önemli amel salâttır. Hayatında salât yoksa kişi çıldırmamak için, kendini çıldırmaktan kurtaracak şeyler arar bulur. Bulduğu şeyin etkisi bitince tekrar çıldırma krizi gelir, yeniden bir şeyler arar. Ama salât ikame edenler öyle değildir. Onlar yani hakikatlerine ulaşmaya gayret edenler akvaryumdaki balık gibi aheste aheste yüzerler. Tevhid manasında olan Rububiyet, Ulûhiyet, Ehadiyet yaşantıları çok ayrıdır, onları ayrı tutmak şartıyla söyleyelim ki, örtücü ilahlık iddiasıyla yaşayanlar kafesteki kuş gibi çırpınır durur, ne yapacaklarını bilemezler. Örtücü ilahlık böyle tehlikeli bir şeydir, kesret âlemindeki ilahlıklar dayanılacak gibi değildir, insanı çıldırtır!
“A” YAPI ALLAH YOKMUŞ GİBİ DAVRANIR
Farklı bir konuya girip, tasavvufla meşgul olanlar için önemli bir şeyi söyleyeceğim. İbn-i Ömer radıyallahu anh bir hadis aktarıyor: “Biz, Rasulullah (SAV) zamanında kadınlarımıza kötü söz sarf etmekten, istediğimiz muameleyi yapmaktan, hakkımızda bir vahiy geliverir endişesiyle kaçınırdık. Rasulullah (SAV) vefat edince istediğimiz gibi konuşmaya, davranmaya başladık.” Efendimiz (SAV)’in vefatından sonra bazı değişiklerin olduğunu bildiren hadislerden birisi. O’nun döneminde, “bir vahiy gelir de mahvoluruz, bize kızılır, kızma yolunda muhatap alınırız” diye öğüde uyuyorlar, kadınlarına müşfik davranıyorlar, hiç rast gele davranmıyorlar, kötü söz sarf etmiyorlar. İbn-i Ömer radıyallahu anh böyle söylüyor: Ne zaman Rasulullah vefat etti, istediğimiz gibi davranmaya başladık. Dikkat edin, “A” yapı Allah yokmuş gibi davranır. “Rasulullah vefat edince Rasulullah Yokmuş Gibi, Allah yokmuş gibi rahat davrandık” diyor, “A” hali! Gelmek istediğim nokta, Efendimiz (SAV)’in kadınlara verdiği önem. Bunu başka bir hususla da birleştireceğiz.
BU KADIN O ERKEĞE ALLAH’IN EMANETİ’DİR
Bir başka hadis: “Dünyanızdan üç şey bana sevdirildi”. Bu hadisi ve üç şeyi biliyorsunuz. Birisi kadınlar. Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem’e kadınların sevdirilmesini kadınların iyi incelemesi ve fark etmesi gerekiyor. Erkeklerin de, ama kadınların özellikle fark etmesi gerekiyor! Şöyle ki, bir kere burayı kadın düşkünlüğü gibi algılamamak lazım! “Dünyanızdan üç şey bana sevdirildi, birisi kadınlarınız” hadisine “A” Takdim Formu “BEN”le bakar da Efendimiz (SAV)’i kadın düşkünü gibi yorumlarsanız tamamen tanrıca bir iş yapmış olursunuz, bu ilahça bakış olur! Buradaki çok farklı bir şey. Bir yanı şu: Kendi kadınlarına yüksek muhabbet. Kadınları sevdiği için kendi kadınlarına bu sevginin getirdiği yüksek muhabbet. Efendimiz (SAV) eşleriyle nasıldı, eşleri Efendimiz (SAV)’e nasıl davranıyorlardı, bunlarla ilgili hadisleri eşlerin okuması ve önemsemesi gerekir aslında. Evet, birisi kendi kadınlarına muhabbet, bir diğeri bütün imanlı kadınlara koruyuculuktur. Koruyuculuk! Efendimiz (SAV) imanlı kadınların koruyucusudur. “Kadınlarınız bana sevdirildi” imanlı kadınlara olan koruyuculuğu da anlatır. Efendimiz tebliğini yaparken uzak ülkelerde deniyor ki, ileri topraklarda bir adam gelmiş, kadınları koruyormuş. Efendimiz (SAV)’in böyle bir namı yayılıyor. O güne kadar dünyada hiç yayılamamış bir nam. Başka ülkelerde kadınlar bunu konuşuyor; bir adam kadınları koruyor. Düşünün, böyle bir Rasulün ümmetiyiz. Bu bakışı ters çevirirsek yanlış yapmış oluruz. Konuyu getireceğimiz diğer yer, Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem’in öğrettiği şu hakikattir: Kadınlarınız size Allah’ın emanetidir. Gelmeye çalıştığım bir nokta da bu. Bu, tasavvufla meşgul erkekler için önemlidir. Bir kadın cehennemden korkan, korunan bir kadınsa, bir kadının önceliği ve duası “ey Allahım, beni örtücü olmaktan, küfür ehli olmaktan koruyuver, kurtarıver” ise ve bu telaşla amelleri varsa bu kadın o erkeğe Allah’ın Emaneti’dir. Bir kadın; “Allahım senin razı ve hoşnut olmadığın arzu ve isteklerden beni koruyup kurtarıver” diye yakarıyorsa bu kadını Allah o erkeğe emanet ediyor. Buraya çok dikkat edin, eğer birisi böyle bir kadınla beraberse o kadına olan davranışlarına çok dikkat etmelidir. Tasavvufla meşgul ve “Allahım beni örtücü olmaktan koruyuver” telaşına girmiş bir kadın çok önemlidir, o erkeğin imtihanı o kadındır. Cennet adayı olan o kadın o erkeğe Allahın emanetidir; Allah’ın emaneti olan kadın odur. “Cennetin bir eşyasını sana emanet ettim” cümlesi o kadın içindir. Bu emanetle ilgili çeşitli boyutlar vardır. Mesela o emaneti teslim etme görevin varsa o kadın sayesinde cennete gidersin. Emaneti teslim edeceksin ya, eğer o emaneti senden orada alacaksa sen de o kadınla beraber cennete gidersin. Bu yüzden, çok özen gösterelim: Bir evde böyle bir kadın varsa bilin ki, o kadın o erkeğe bu dünyada Allah’ın çok büyük bir hediyesidir. Sonsuz hayatını düşünerek bakabilirse, örtücü olmaktan korunan, korunmak isteyen ve buna yönelik de telaş içerisinde olan kadın, erkeğe Allah’ın verdiği büyük bir hediyedir. Dikkat edin, evde öyle bir kadın varsa o kadın o erkeğe bu dünyada Allah’ın çok büyük bir hediyesidir. Yasin Suresi 56. ayette bahsedilen; “Siz ve eşleriniz tahtlarda oturacak” denilen eşler, onlar farklı eşlerdir.
CEHENNEMDEN KORUNAN, MÜTTAKİ BİR KADIN!
Efendimiz (SAV) dünyada edinilecek şeyler ve öneminden bahsediyor. Sahabeler telaşlanıyor, iyice öğrenmek için “ne edinelim, neye dikkat edelim?” diyorlar. Buyuruyor ki Efendimiz: ”Cennete gitmenizi kolaylaştıracak kadınlar edinin.” Bu öyle önemli ki… Sizin için bundan daha önemli bir şey yok! “Şöyle mal, şöyle toprak, şunu var, bunu var” değil, cennete gitmenizi kolaylaştıracak kadın… Bu konunun tanrılarla ve tanrılıkla ilişkisi nedir, yani neden bu konuyu ele aldık? Biraz sonra bahsedeceğim, bir gizli muhtariyet, yani gizli tanrılık vardır! Bu “gizli muhtariyet” en fazla eşler arasında açığa çıkar, eşler arasında hemen açığa çıkar; evde birbirlerini rakip görürler. O gizli muhtariyet yüzünden seslerinin tonu değişir, birbirlerine davranışları değişir. Ama kesinlikle kaybedenlerden olurlar, kesinlikle! Hele ki böyle bir kadınla kavga edip seccadeye/secdeye gitmek kişiye çok fayda getirmez. Efendimiz (SAV) “cehennemden korunan kadın erkeğe Allah’ın emanetidir” diyor. Öyleyse bu kriter ve bu kadın çok önemlidir. Efendimiz böyle buyuruyor, bunu çok önemseyin lütfen.
Bu durumda, kadının işi daha kolay gibi, sorumluluk erkeğe verilmiş gibi değil mi? Kadının işi gerçekten kolay, ama ne yapınca? Bu hadislerle bir kadın tarif ettik: Cehennemden korunan, müttaki bir kadın! Müttaki olan ve “Allahım beni küfür ehli olmaktan kurtarıver” diye yakarışta olan, bunu telaş ve öncelik edinmiş bir kadın tarif ettik. Bu kadın zaten işleri çözmüş, bunun eşine ve hayata karşı davranışı nasıl olur, bir düşünün. Bu telaşa girmiş bir kadın çok farklı bir kadındır, çok farklı olduğu için emanettir o! Onu anlatmaya devam edersek hep beraber ağlarız. Bir tiyatrocunun sözüyle bitirelim; anladın sen onu. Kadının işi ne zaman daha kolaydır? Eğer örtücü olmazsa! Örtücü olmazsa zaten hepsinin işi kolay; kadının da, erkeğinde! Yeter ki örtücü olmasınlar, işler kolaylaşır. Örtücünün işi zor, tanrının işi zor! Bunu fark edince insan hemen kendine soruyor: Tanrılık halinden nasıl kurtulurum? Nasıl mı? Esma’ül Hüsna ihsa edilerek kurtulunur. Esma’ül Hüsna nasıl ihsa edilir, ihsa etmeye nasıl başlanır? Allah’ı ve vasıflarını tanıyarak! Esma’ül Hüsna’yı tanıdıkça yararlanmayı, değerlendirmeyi, ihsa etmeyi de öğreniriz inşaAllah…

Edep; Ya Hu-131-

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER