Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Sezer Küçükkurt

Neden aday olunur? – Kocatepe Gazetesi

Sezer Küçükkurt 30 Eylül 2013 Pazartesi 03:00:00
  Malum, yerel seçim sürecindeyiz. Bu günlerde aday adayları, önümüzdeki günlerde de adaylar boy gösterecekler peşi sıra.
Belediye başkanlıkları, muhtarlıklar, il genel meclisi ve belediye meclisi üyelikleri için birbirinden değerli isimler talip olacaklar, yönetici makamlarına.
Peki, hiç düşündük mü acaba; neden aday olunur?
İnsanlar neden makamlara, görevlere talip olurlar. Başkanların aldığı, üç-beş milyar maaş… Belediye Meclis üyeleri oturum başına para alıyor, onu da çoğu zaman bağışlıyor. İl Genel Meclisi’nde komisyon toplantıları, görevlendirmeler falan olursa iyi bir gelir elde edilebiliyor bazen. Peki, hiç mi kafası çalışmıyor bu insanların, bu kadar strese, derde, tasaya, kurumların borç yüküne, insanların kahrını çekmeye, gecesini gündüzüne katmaya neden bu kadar hevesliler?
“O senin dediğin seçilene kadar, seçildikten sonra arama bu söylediklerini” diyenler çıkabilir. Biz yine de iyi niyetle bakalım konuya.
Türkiye’deki yerel yönetimlere şöyle bir bakın. Belediyeler pek çok organizasyon için, üzerlerine vazife olmayan onca iş için çuvalla para dağıtırlar. Ama bir Allah’ın kulunun da, “Bu değirmenin suyu nereden geliyor” diye sormak aklına gelmez.
Mesela küçük bir kasabada, her türlü varlığa, itibara sahip bir kişi neden bir kaç milyarlık maaşa sahip belediye başkanlığı makamı için herşeyini ortaya koyar? Zaten varlık içerisindeyken bir kaç milyarlık belediye başkanlığı maaşı ile daha mı zengin olmak ister?
Elbette ki hayır.
Peki, hizmet aşkıyla yanıp tutuşmakta mıdır? Böyleleri de vardır elbette ama hepsi için “böyledir” demek yanlış olur.
Seçilen insan hangi kademede olursa olsun. Kendisinin ya da çevresinin çıkarları yönünde karar alınması ve mevzuat hazırlanması, bütçelerin buna göre hazırlanması, bütçelerde belirli konulara ödenek konulması, ihale, imar, sağlık gibi konularda söz sahibi olmak, yöresinin geleceğini şekillendirirken, kendi geleceğini de buna adapte etmek için bu işlere talip olur.
Siyasette geçerli olan sadece para ve ikbal olunca siyaseti meslek haline getirenler de para toplamanın yollarını arıyorlar ister istemez. Bu çarkın bir belde belediye başkanı maaşıyla, bir milletvekili maaşıyla, bir meclis üyesi aidatıyla çevrilmesi bize göre pek mümkün görülmüyor. Elbette istisnalar vardır.
Bizim toplumumuzda yolsuzluk yaptığı bilinen insanlar bile bazen hoş görülür. “Adam malı götürüyor ama, çalışıyor da kardeşim” denilir. Sanki o makama geliş gayesi “malı götürmek” ama bunu yaparken de ek iş olarak çalışması gerekiyormuş gibi.
Ya da götürülen mal, sağlanan çıkar yakınlara, çevreye dağıtılırsa, dağıtılan paydan toplum yararına bazı işlere pay ayrılırsa insanımız yine yolsuzluk ithamlarını kulak ardı eder. Bu durumu da “hırsız ama bizim hırsız, çalıyor ama bize de veriyor” mantığıyla ifade edebiliriz.
Seçilenlerle ilgili bir başka tespit de “Başkan iyi ama ah şu çevresi yok mu. Hepsi zengin oldular, millet malı götürüyor.” tespitidir. Bu yorumu da “Yarın başkana işim düşer, başkana dokunmayayım ama, yanlışları da kabul edemiyorum kardeşim” demenin başka bir yolu olarak yorumlayabiliriz.
Siyasette aslolan “para” olunca “fikir” boyutu kısır kalır. Siyasetçilerin fikri yaratıcılığı, fikirleri uygulayıcılığı “para” konusuna gelir takılır.
Tek derdimiz para olunca, siyaset ve hizmet çarkı para etrafında dönünce de “Memlekette adam mı yok kardeşim. Neden temiz insanlar göreve talip olmaz. Neden emenat ehline verilmez bu memlekette?” diye dövünür dururuz.
Tabii bu kafayla da daha çok dövünürüz.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti