Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
İrfan Ünver NASRATTINOĞLU

MİLLİ MÜCADELE KAHRAMANLARINDAN HEMŞEHRİMİZ ZENGİN MEHMET

Afyonkarahisar’da, adı Mehmet Zengin olan, fakat Zengin Mehmet olarak tanınıp bilinen, kendine özgü bir insan yaşardı. Çeşitli özelliklerinin yanı sıra, şair olarak da bilinen bu muhterem insanla, 1970’li yıllarda tanışmıştım. Afyonkarahisar’a her gidişimde, onu arar bulur ve sohbet ederdim. Önceleri şairlik yönüyle ilgilenmiştim ama, çok yönlü kişiliğini öğrendikten sonra da kendisiyle uzun bir söyleşi yapmış ve saptamalarımı yayımlamıştım. Bu yazıyı hazırlarken, onunla yaptığım söyleşiyi bir kez daha gözden geçirdim ve o söyleşinin bazı bölümlerini yayımlamakta yarar gördüm. Zira çok renkli bir hemşehrimiz olan Zengin Mehmet, unutulmamalıydı.
Mehmet Zengin, 1899 yılında Afyonkarahisar’da doğdu. Eseri Terakki mektebinde okuduğu sırada, okulu İngilizler’in işgal etmeleri üzerine, 17 yaşında iken, gönüllü olarak askere yazıldı. Ulusal Kurtuluş Savaşına da katıldığı, sekiz yıllık askerlik yaşamı boyunca, çeşitli birliklerde, çeşitli cephelerde çarpıştı. Uşak Askerlik Şubesi yazıcısı iken, Hoca Şükrü’nün kurduğu Çelikalay emrine girerek, bir süre de bu Alayın bünyesinde savaşa katıldı.
1983 yılında vefat eden, bu kahraman hemşehrimiz, medeni durumu ile ilgili olarak şöyle demişti: “9 çocuklu bir ailem vardı. Çocuklarımın 5’i kız, birisi de oğlan. Kızların 2’si, 8’er sene okudular ve evlendiler. 3’ü 14’er yıl okudular. İkisi enstitü müdürü, biri savcı, biri avukatla, biri de enstitü öğretmeni ile evlendiler. 13 torunum var…”
Okul arkadaşları arasında kendisini etkileyenlerin, Prof. Hüseyin Nail Kubalı, İsmail Kemal Aşkar, Rüştü Tiryakioğlu ve Hikmet Çerçel olduğunu söyleyen Mehmet Zengin, 12 yaşından itibaren şiir yazmaya başladı. Babasını 9 yaşında iken kaybetti. Bu onun duygulu bir insan olarak büyüyüp yetişmesini sağladı. Duygusallığı ise onu şair yaptı…
“…Ben, bu milletin hastasıyım. Zengin değilim ama, yoksul insanlara karşı son derece duyarlıyım. Cebimde on kuruşum olsa, beşini yoksula veririm. Hatta kimi zaman tamamını veririm. Açıkçası gönlüm zengindir, benim…” Diyen Mehmet Zengin, böylece, Zengin soyadını alış nedenini de açıklamış oluyordu.
Yaşam öyküsünde, çeşitli maceralar bulunan Zengin Mehmet, savaşta düşmana esir olmuştur. Bununla ilgili ilginç öyküsünü şöyle anlatmıştı:
“…Yaralanmıştım. Bizim Birlik çekilmiş, ben Çay istasyonunda kalmıştım. Yunanlılar gelip beni esir ettiler. Yaralı olduğum için hastaneye yatırdılar. Hastanede benim tedavimle uğraşan hemşire hanımla kısa zamanda, gönül ilişkisi kurdum. Tedavim biter bitmez de hemşirenin yardımı ile hastaneden kaçıp, kurtuldum…”
Zengin Mehmet, kaçıp kurtulmuştur ama, çok geçmeden yine yakalanıp esir olmuştur. Bu ikinci tutsaklığına da şöyle anlatmıştı:
“…Afyon’da bulunan Ermeniler, şehrimizin işgalinden önce, iyice azmışlardı. Bir gün bunlardan birisini iyice ıslatmıştım. (Yani dövmüştü) Dayağı yiyen Ermeni, beni işgal kumandanına şikayet etmiş. Ben kaçıp saklanmıştım ama, maalesef yakın arkadaşlarımdan beni çekemeyen birinin ihbarı ile yakalandım. Yunanlılar beni, Atina’ya yolladılar. Uzun müddet Atina’da kaldıktan sonra, mütarekeden sonra yapılan mübadelede, Afyon’a döndüm…”
Mehmet Zengin uzun yıllar devlet hizmetinde çalıştıktan sonra, Devlet Hava Meydanları İşletmesinden emekliye ayrıldı. Bu işletmede görevli iken unutamadığı birçok anısını dinlediğim Zengin, özellikle meydana inen THY uçakları ile ilgili anılarını da ballandıra ballandıra anlatmıştı. Örneğin, ses ve sahne yıldızı Gönül Yazar’a yaptığı aşk ilanı öyküsü hayli ilginçtir. Ama Zengin, Gönül Yazar’ın, İstanbul’a yaptığı davete icabet edememenin üzüntüsünü her zaman yaşamıştır.
Gönlü zengin olan ve bu yüzden Zengin soyadını alan ozan, yeryüzündeki tüm güzelliklerin de hayranıdır. Bu güzelliklerin en güzeli olduğuna inandığı kadına aşıktır. Bu nedenle kadınlar üzerine ilginç düşünceleri ve özdeyişleri vardır. Ne var ki, o tarihte 74 yaşını idrak eden Mehmet Zengin’in kadın hakkındaki özdeyişleri, kadınların aleyhindedir!.
Örneğin; “Kadın yalandır, işi bitince herşey biter!” Demektedir.
Ama böyle diyen şair, kadınsız da edemez. Kadın üzerine şiirler yazar da yazar… Örneğin uzun süre kadınsız kaldığı bir sırada yazdığı 6 kıt’alık “Gönül Ferman Dinlemez” başlıklı şiirinin bazı dizeleri şöyledir:

Deli gönül bahar bilmez yaz bilmez
Varlık bilmez yokluk bilmez naz bilmez
Güzel bilmez çirkin bilmez kız bilmez
Yeter onun isteği olmalı
Ağlamaktan kurtulmalı gülmeli
Ömür boyu dileğini versen de
Onun için girdaplara girsen de
Güzel çirkin hepsini sevsen de
Deli gönül sanma doyar, doyamaz
Sarhoş eder ömür boyu ayamaz

Mehmet Zengin elbette şu kadar çocuğunun, bu kadar torununun bulunuşundan büyük mutluluk duymaktadır, ama çocuklarının teker teker, kendi yaşamlarını kurarak yuvadan uçup gitmeleri, üstelik özellikle kızlarının, eşini yanlarına çağırmak suretiyle onu eşsiz bırakmaları, onun bunalımlara girmesine yol açmıştır. “Hayatım” başlıklı uzun soluklu şiirinin bazı dizelerinde bakınız, nasıl yakınmaktadır:

Bir dişi kuşla birleşip bir yuvacık kurmuştuk
Bir iki beş çoğalarak biz dokuzu bulmuştuk
Nice yıllar uğraşarak saadete varmıştık
Nerde bunlar birdenbire rüya gibi yok oldu
Hepsi hayal ben de masal hayat bana yük oldu
Yıllar yıla eklenerek yaş yetmişe erişti
Evlat torun çoğaldı sayamazsın karıştı
Meyvem bitti dal kurudu hepsi köşe dolaştı
Nerde bunlar birdenbire rüya gibi yok oldu
Hepsi hayal ben de masal hayat bana yük oldu
Şairimizin, Afyonkarahisar ile ilgili şiirleri de vardır… Kuşkusuz askerlik, kahramanlık, milli duygular da onun şiirlerinin temaları arasındadır. Örneğin, 8 kıt’alık “Dünyanın Tanıdığı Mehmetçik” başlıklı şiirinin kimi dizeleri şöyledir:
Anasından onbir okka güneş gibi doğardı
Yuvasına nur denilen yağmur gibi yağardı
Anası da Mehmedim der Aslanım der severdi
İşte ona bütün cihan Mehmetçik bu derdi
Anasının göğüsleri sanırsın bir tepecik
Pınar gibi südü coşar sanma ki o bitecek
Mehmetçiğin gıdası o durup durup emecek
İşte ona bütün cihan Mehmetçik bu derdi
Yirmisine girince de bakmasına kıyamam
Yürek aslan çehrede nur bakmasına doyamam
O var iken bu ülkeye düşman girer sanamam
İşte ona bütün cihan Mehmetçik bu derdi

Zengin Mehmet’le, en uzun konuşmamızı, 1973 yılındaki Zafer Haftası’nın hemen sonrasında yapmıştık. Tüm milli günlerde olduğu gibi, o gün de istiklâl madalyasını yakasına takmıştı. Bir yandan, bir zafer bayramının mutluluğunu yaşıyordu ama, öte yandan, insanların ve ülkeyi yönetenlerin, muharip gazilere gereken ilgiyi göstermemelerinden yakınmıştı. O gün, orada yazdığı “Gazi ile Hasbihal” şiirini bana hediye etmişti. 6 kıt’adan oluşan bu şiirin kimi kıt’alarını da burada yayımlamak isterim:
Gençliğim ömrüm vatana hizmetle geçti
Sanatım askerlik kumandanımı biz baba seçtik
Onu da bu sene görmedik suya mı düştü
Ağla Mehmetçik ağla kaderin böyle
Rahmetlik Atana arzuhal eyle
Kanları biz döktük, beyler zafer yapmış
Gazilerin zafere katılması kalkmış mı kalkmış
Acep gazi Mehmetçik bilmeden bir kusur mu yapmış
Ağla Mehmetçik ağla kaderin böyle
Rahmetlik Atana arzuhal eyle
Balolar yapıldı beyler eğlendi
Mehmetçik gariptir gayri neylendi
Feleğe kahretti hem de söylendi
Ağla Mehmetçik ağla kaderin böyle
Rahmetlik Atana arzuhal eyle
Zafer anıtına veda ederken
Mahzun mükedderdi bilmem ki neden
Ahdetti anıta artık bir daha gelemem
Ağla Mehmetçik ağla kaderin böyle
Rahmetlik Atana arzuhal eyle

Şunu itiraf etmeliyim ki, Mehmet Zengin’e şair diyemeyiz. O yüreğindeki duyguları dize dize ortaya koyup, bunları alt alta koyarak şiirsel bir biçime sokmaktadır. Olsa olsa manzumeci denilebilir…
Milli mücadelede savaşmış bir kahraman olan Zengin Mehmet’le ilgili geniş kapsamlı bir çalışma yapılması gerekmekte olup, bu çalışmayı Kocatepe Üniversitemizdeki ilgili birimlerin yapmasını beklerim…

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti