Operada Bir Makedonyalı Şakir İlyasoğulları

Dostlarım bilirler; yarım yüzyıldır Makedonya’ya giderim. Önceleri Üsküp Ohri-Struga hattı üzerinde gidip gelirdim; sonra Doğu Makedonya’ya yöneldim; Üsküp –Valandova– Gevgeli- Doyran’a gidip gelmeye başladım. Çok sevdim, coğrafyanın o bölgesini…
Eski Yugoslavya’nın en Türk Bölgesini bana sevdirenler, o bölgede yaşayan soydaşlarımdır. Onlardan birisi de, Arnavutluk sınırındaki Ohri-Strugalı dostum Şakir İlyasoğulları’dır. Kimdir, Şakir İlyasoğulları? Öncelikle kısaca onu tanıtmalıyım.
Şakir Bey 1943 yılında Makedonya’nın Struga Kentinde doğdu. Ancak o daha üç yaşında iken ailesi Ohri’ye taşındı. 1957 yılında Ailece Ankara’ya göç ettiler. Orta Okulu Ohri’de Makedonca olarak bitirdi. Ankara’da Lise öğrenimini tamamladıktan sonra girdiği İktisadi ve Ticari İlimler Akademisinden 1966 yılında mezun oldu.
Yedek Subay olarak askerlik hizmetini yaptıktan sonra, Devlet Operasının açtığı sınavı birincilikle kazanarak Tenor olarak Opera sanatçısı oldu. Uzun süren sanat yaşantısında, Ankara Devlet Operasının 16 yıl süreyle Turne Başkanlığını yaptı. Gerek Yurt içi ve gerekse Yurt dışında çeşitli konser, televizyon ve Radyo programlarına katıldı. Konuk Sanatçı olarak, Arnavutluk, Rusya-Moskova, Sibirya, Birkaç kez Bosna-Hersek, Makedonya ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne davet edildi.
1998-2002 yılları arasında T.C.’nin Üsküp Büyükelçiliği ilk Kültür Müşaviri olarak Makedonya’nın Başkenti Üsküp’te görev yaptı. Bu son derece isabetli bir atamaydı ve Şakir Bey, Makedonya’da Türkiye’yi en iyi şekilde temsil ederek, iki ülke arasındaki çok yönlü ilişkilerin gelişimine önemli katkılarda bulundu. Zira o bir Avrupa ülkesi olan Makedonya’da konuşulan Makedonca-Sırpça, Bulgarca, Rusça, Arnavutça, Fransızca ve İtalyanca Dillerini iyi bilmektedir.
***
Türkiye’de birçok kez görüştüğüm İlyasoğulları’nı , 2000 yılındaki Makedonya gezimde Dr.Şenol Tahir ile birlikte T.C.Büyükelçiliği’ndeki makamında ziyaret ettik. O yıl yapacağımız Hıdrellez Bahar Şenlikleri Festivali, Uluslararası Türk Halk Kültürü Sempozyumu ve Karma Türk Sanatları Sergisi gibi etkinliklerimiz hakkında bilgi alış-verişinde bulunduktan sonra Şakir bizi, Tenis Klübü Restoranına götürüp, ziyafet vermişti.
2000 yılında Merkezi KKTC’nde bulunan Kıbrıs Balkanlar ve Avrasya Türk Edebiyatları Kurumu (KIBATEK)’nun bilimsel kurultayı Ohri’de düzenlenmişti. Şakir İlyasoğulları, bu etkinlik için Makedonya’ya gelen eski Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek ile de ilgileniyordu. Bir ara, Şakir İlyasoğulları’nın da desteğiyle Atatürk’ün babasının doğum yeri olan Debre yakınındaki Kocacık Köyü’ne gittik. Şakir Ertesi gün de, grubumuzu, Arnavutluk’a götürdü ve böylelikle Ohri Gölü’nün iki yakasını da gezip görmesini sağlamıştı. Bu Gölün karşı yakasındaki Arnavutluk kenti Pogrades gezilip görülmüştü. Ben ömrümün yaklaşık 50 yılında çok sayıda yabancı ülkeye gidip, orada görev yapan diplomatlarımızla tanıştım, görüştüm. İtiraf etmeliyim ki, değerli dostum Şakir İlyasoğulları kadar, görev yaptığı ülkede, kendi vatandaşlarıyla candan ilgilenen başka bir diplomata rastlamadım!…
İlyasoğulları, halen çeşitli mekânlarda konserler verirken, büyük bir başarı ile yoluna devam etmekte olan Piyanist Akademisyen Dr.Öğretim Üyesi olan kızı Sıla Hanıma da desteğini sürdürmektedir.
Şakir bu arada bir şey daha yapmış, özgeçmişini ve anılarını da içeren “Merhaba Rumeli” adını verdiği bir kitap yayınlamıştır. TRT Televizyonunda büyük ilgi gören “Elveda Rumeli” dizisinden mülhem adıyla, ilgimi çeken kitabı adeta yutarcasına okudum. Hemen belirteyim ki, kitapta adı geçen insanların çoğunu tanıyor olmam, bir-iki yerde adımın da geçmesi beni memnun ve mutlu ederken; sevgili dostum Şakir’in, beni de dostları arasında zikretmiş olmasına sevinmiş, onurlanmış ve gururlanmıştım.
270 sayfadan oluşan “Merhaba Rumeli”, Şakir İlyasoğulları’nın hayat hikayesi çerçevesinde, dünkü ve bu günkü Makedonya’yı da çok güzel anlatmaktadır. Bu güzel ülkeyi en güzel şekilde anlatıp tanıtan değerli dostum, verdiği emeklerin karşılığını elbette almaktadır. Örneğin Struga’daki bir Akademi’nin ona “Fahri Doktora” vermesi, bir anlamda, emeklerinin karşılığı olmaktadır. Şakir Bey, Bilimsel bir Akademi’nin verdiği Doktor ünvanını isterse, elbette kullanabilir.
Atatürk’ün hemşehrisi olmakla övünen ve bunda hakkı da olan dostum, kitabında, Ata’ya da geniş yer vermekte, Büyük Önder’in fotoğraflarını da yayımlamış bulunmaktadır. Kitabın ilk sayfasındaki fotoğrafı ile de, büyük ölçüde Atatürk’e benzemektedir.
Doğumunun 80. Yıldönümünü idrak eden Şakir İlyasoğulları’nı hem bu yıl dönümünden, hem de sözünü ettiğim eserinden dolayı kutluyor, sağlıklı, başarılı ve mutlu yıllar diliyorum.