ÇAĞRIŞIMLAR

Yaşadığımız, gördüğümüz olaylar, okuduğumuz kitaplar, gazeteler, izlediğimiz TV haber ve programları çoğu insan gibi bana da kimi sözleri, şiirleri, fıkraları çağrıştırıyor. “Tedâi” derlerdi eskiler bu zihinsel etkinliğe. İşte bunlardan birkaçı…
“Sözünü bilen kişinin/ Yüzünü ağ (ak) ede bir söz
Sözünü pişirip diyenin / İşini sağ (sağlam) ede bir söz (Yunus Emre)
“Yalan ölümlü, doğru ölümsüzdür”
“Dur, dinle! Hep konuşursan hiçbir şey duyamazsın” ( Kızılderili atasözü)
“Kârun’un kırk oda hazinesi vardı, helâk oldu. Nûşirevân ise ölmedi çünkü geriye iyi bir isim bıraktı” (Şeyh Sâdi –Gülistan)
“Sular yükselince balıklar karıncaları yer, sular çekilince de karıncalar balıkları…” (Afrika atasözü)
“Yaşam uzun bir yolculuktur ve her zaman her yaşta, her kariyerde, her makamda mutlaka alınacak dersler vardır” (Kendi yaşamımdan çıkardığım derslerden)
“ Kaptanın ustalığı fırtınalı denizde belli olur”
“Öğrenmem gereken daha çok şey olduğunu öğrendim” (92 yaşındaki bir kişinin “Şimdiye kadar ne öğrendin?”sorusuna yanıtı.)
TABURE
Temel, Dursun’a kahvede dert yanıyormuş: “Ula Dursun bileysun mu her sabah ineği sağarken çok yoruleyrum, gelemeyrum kendime akşama değun.
“Kolayı var” demiş Dursun.
“Nasıl?” diye sormuş Temel.
“Yahu sen de bir tabure kullan” demiş. Bu öneriye kafası yatan Temel, ertesi gün kahveye daha beter bir yorgunluk içinde geldiğinde Dursun merakla sormuş: “Ne oldu Temel sana böyle?”
“Sorma be Dursun, İneği tabureye oturtmak için uğraştım uğraştım bir türlü oturtumadım, işte bu hâle geldim da…”
SEMERCİ
Bir köyde eşekler semerciden çok şikâyet ediyorlarmış; çünkü bu semercinin yaptığı semerler yaralar açıyormuş eşeklerin sırtlarında.“Şu semerci ölse de kurtulsak” diye dua ederlermiş. Semerci ölmüş bir gün… Ancak yeni semercinin yaptığı semerler de öncekilerden farksızmış. “Duâ edelim de bu da ölsün demeye başlamışlar. Yaşlı bir eşek müdâhele etmiş:Yahu, bu da ölse başka bir semerci gelecek değil mi? En iyisi biz duâ edelim de Allah bizi eşeklikten kurtarsın”